Stockholm gece hayatı ve faydalı bilgiler (Batuhan)

Merhaba,
Siteyi uzun zamandır takip ediyorum, emeği geçen herkese teşekkürler. Türk erkekleri için favori olan şehirler hakkında birçok makale mevcut ancak diğer şehirler için aynı oranda yeterli bilgi yok. Bu sebeple 2016 ekim ayında kardeşimle beraber (yaşlar 23-28) cuma-pazar gittiğim Stockholm gezisi ile ilgili izlenimlerimi paylaşmak isterim.

Uçak biletlerini Pegasus’tan yaklaşık 4 ay önce kampanyalı olarak kişi başı 160 TL gibi komik bir rakama aldık, ancak uçak bileti en ucuz harcamamız oldu. İsveç gerçekten pahalı bir şehir…

İsveç’e gitmek için Shengen vizeniz olması gerekiyor. Para birimi kron, bizim gittiğimiz tarih itibariyle 100 kron (her yerde SEK olarak geçiyor) yaklaşık 35 TL idi. Bu şehirde dikkat etmeniz gereken en önemli noktalardan biri, kredi kartı sahibi olmak! Evet kredi kartınız olmadan bu şehirde bir hiçsiniz. Bazı cafe ve gece kulüplerinde hiçbir şekilde nakit ödeme geçmiyor, sadece kredi kartı geçiyor. Onun için mutlaka yanınızda en az 1 adet kredi kartınız olsun… Her yerde kart geçtiği için fazla nakit taşımasanız da olur…

Stockholm Arlanda havaalanı şehre 40 km uzaklıkta ve şehre ulaşım oldukça pahalı. Otobüs ve tren olarak 2 seçenek var, otobüs 40 dk, tren 20 dk sürüyor. Biz vaktimiz kısıtlı olduğu için treni tercih ettik ve daha ucuz olması için gidiş dönüş biletleri önceden internetten aldık. İndirimli olmasına rağmen kişi başı gidiş dönüş 300 kron ödedik ki 100 TL den biraz fazla ediyor… Eğer vaktiniz varsa daha ucuz olan otobüsü tercih edebilirsiniz…

Stockholm de konaklama da pek ucuz değil tahmin edeceğiniz üzere… Biz 2 kişi Generator Hostel’da kaldık. Burası otel-hostel karışımı büyük bir işletme. Yeni açıldığı için gayet güzeldi. Biz 2 kişilik özel odada kaldık ve 2 gece için toplam 840 TL ödedik, yani kişi başı gecelik 210TL. Ancak aynı otelin hostel tipi 4 veya 8 kişilik yatakhanelerde daha uygun alternatifleri mevcut. Burası hem tren garına çok yakın olması hem de kendi barı olması sebebiyle oldukça güzel bir alternatif…

Ulaşım konusu şehir içinde çok rahat. Metro, tramvay ve otobüsleri kullanarak her yere ulaşabilirsiniz. 72 saatlik hepsinde geçen biletlerden almanızı tavsiye ederim, fiyatı ilk başta pahalı gelecektir ancak tek tek aldığınızda daha da pahalı oluyor….

Biz ekim ayında gittiğimizde hava 2 derece civarı ve buz gibiydi. Eğer yaz aylarında gitmiyorsanız mutlaka en kalın kıyafetlerinizle gidin. Biz gittiğimizde mevsimin de itibariyle gündüzleri pek yapacak bir şey yoktu, sadece Nava müzesini gezdik… Yiyecek içecek konusunda fazla bir alternatif yok, Mc Donalds, veya lokal hamburgerci Max’ları tercih edebilirsiniz. Espresso house adında Starbucks tarzı kahveciler var her köşe başında, buraları da kahvaltı için ya da üşüdüğünüzde ısınmak için kullanabilirsiniz.

Gelelim Stockholm gece hayatı ve İsveçli kızlara… İlk gittiğimiz gün olan cuma günü önce internet üzerinden meşhur Icebar’a rezervasyon yaptırdık. Burası tamamen buzdan oluşan -7 derece sıcaklıktaki bir bar, tren garının hemen yanında. Önceden internetten bilet alırsanız hem istediğiniz saatte girebiliyorsunuz, hem de yaklaşık 7 TL daha ucuz oluyor. Giriş kişi başı 195 SEK yani yaklaşık 60 TL, bir adet shot dahil. Biz oradan başka yere geçeriz diye saat 21.00 için rezervasyon yaptırdık, zaten max yarım saat yeterli. Eğer buraya kadar gelmişken görelim, 2 resim çekilir instagrama koyarız diyorsanız görülebilir, yoksa gitmeseniz de olur…

Icebar’dan çıktıktan sonra hem internetten araştırdığımız, hem de otel resepsiyonunda arayı kurduğumuz elemanın tavsiyesiyle saat 11.00 gibi Berns Club’a gittik. Giriş boş görünüyordu, kapıdaki görevli bize kulüp gece 1 de açılacak dedi. Biz önce almıyor zannettik ama meğer özel bir davet varmış, 1 den önce içeri giremezmişiz. Eğer isterseniz 1’e kadar terastaki barda takılabilirsiniz dedi. Giriş için kişi başı 200 SEK (yaklaşık 70 TL, alkol dahil değil) ödeyip girdik. Teras barda takılırken polonyalı bir kız siz nece konuşuyorsunuz diye bize laf attı, ingilizce muhabbete başladık. Derken kızın iki arkadaşı daha geldi, biri İngiliz biri Avustralyalıymış, biraz sohbet ettik ama devamı gelmedi. Derken club açıldı ama beklediğimiz gibi değildi, sanırım özel organizasyonun etkisiyle yarısı boştu. Bizi çok sarmadı birer bira daha içip, yol yorgunluğunun da etkisiyle uyumaya gittik. Burada bira (şişe heineken) fiyatı 80 SEK yani yaklaşık 25 TL idi.

İkinci gün gündüz Nava müzesini ziyaret edip akşam içi plan yaptık. Tabi bu arada Tinder’lar açık sürekli kız kovalıyoruz. Eğer yurtdışındaysanız Tinder mutlaka kullanmanız gereken uygulamalardan biri… Tabi bir zahmet 10 TL’nize kıyıp plus üye olmanız lazım. Profilinize düzgün fotoğraflar koyun, gözlüklü, arabalı, çıplak resimler değil, mümkünse bir de instagram hesabınıza bağlayın. Çıkan tüm kızları likelayın sonra match olanlardan elersiniz. Eğer gündüz bu şekilde eşleşme olmadıysa akşam 20.00-22.00 arası tinder social canlanıyor, beraber takılan 2’li 3’lü kız grupları düşmeye başlıyor. Onun için tinder social’ı atlamayın. Biz gündüzleri sadece bir iki match yakalayabildik, onlardan da bişey çıkaramadık ama tinder social’dan tanıştığımız bayanlarla daha rahat ilerleyebildik…

İkinci akşam saat 23.00 gibi şehrin en ünlü kulübü Sturecompagniet’e gittik ama kapıdan giremedik. Görevli eğer guest listte adımız yoksa (yani rezervasyon) alamayacağını söyledi. Sonra çevredeki 2-3 mekanı daha deneyip aynı şekilde kapıdan dönünde Compagniet’e tekrar geldik. Kapıda bizim gibi bekleyen bisürü 2-3 kişilik sap grup vardı. Montlarımızı çıkarıp görevliyle İngilizce konuştum, İstanbul’dan iki geceliğine geldiğimizi, şehrin en iyi gece kulübünde eğlenmek istediğimizi ama bilmediğimiz için rezervasyon yaptıramadığımızı söyledim. Bodyguard pasaportlarımızı istedi, sonra bize isveççe bir şey sordu, tabi biz anlamadık, sonra aynı soruyu arkamızdaki 3’lü gruba sorup aynı dilde cevap alınca anladık ki beraberiz de ayrı ayrı girmeye mi çalışıyoruz onu anlamaya çalışıyormuş:) neyse burada da kişi başı 200 SEK giriş parası ödeyip içeriye girdik ki ne görelim, içerisi yıkılıyor! İçerideki oran %60 kız – %40 erkek. Mekan iki katlı, alt kattaki müzik ve danslar daha tahrik edici:) Loca gibi bir sistem yok, herkes ayakta takılıyor. Biz votka-cin içtik, fiyat 135 SEK yani yaklaşık 40 TL. Arada sigara içmeye çıktığımızda gördük ki saat 01.00 civarı kuyruk uzamış gitmiş, insanlar girebilmek için birbirlerini eziyorlar. Dans ettiğimiz kızların güzelliği gözlerimi yaşarttı ama skor yok tabi… Saat 03.00 olunca mekan kapandı, bir yandaki mekan açıldı. Önündeki izdihamı görünce girmekten vazgeçip otele döndük. Zaten 20 gün sonra Kiev seyahatimiz olduğu için, fiyatlar da hiç makul olmadığı için zorlamak istemedik…

Önemli noktaları sıralarak bitiriyorum yazımı…

1) Gördüğümüz her 5 kızdan 2’si dünya güzeli, kalan 3’ü çöp. Ama İsveçli her 5 erkeğin 4’ü bize göre fazla iddialı. Bu nedenle klasik Türk erkeği olarak fazla sönük kalıyoruz ama tabi orada sarı kafadan bol bişey olmadığı için kulüplerde ilgi çekmiyor değiliz.
2) Dünyanın her yerindeki kulüplerde olduğu gibi burada da skor peşinde olan zengin ve şımarık Arap erkek çok, olabildiğince uzak durmaya çalışın. Şanslısınız ki fazla Türk yok:)
3) Giriş ve alkol fiyatları hiç ucuz değil, onun için önceden biraz içip içerde 1 birayla takılmak mantıklı olabilir, tabii kapıdan geçebilecek kadar düzgün kalmak şartıyla…
4) Kulüplere bir application üzerinden rezervasyon yapılıyor, internet sitelerinde mevcut, buradan rezervasyon yaptırıp saat 23.00 gibi gitmek en ideali. Rezervasyon varsa dam sorunu vs. de yok.
5) Kulüpte kızlarla dans etmek kolay, pis Rus kızları gibi ısmarlatma dertleri de yok ama kulüpten çıkartmak kolay değil.
6)Paralı alternatifler internet üzerinde var ama çok çok pahalı, onun yeri burası değil…

Sonuç olarak bir şekilde yolunuz düştüyse ya da bizim gibi ucuz bilet bulup görelim diye gittiyseniz tavsiyem stok peşinde koşmadan güzel kızlara bakıp, güzel kulüplerde eğlenerek tatilin tadını çıkarmanız olur…