KİEV: KIŞ AYAZINDA MİNİ MACERA! (Ponyboy)

Evet arkadaşlar ne zamandır yazmıyordum.

Kiev yazısıyla tekrar herkese merhaba. Çok ani bir kararla evde pineklemek yerine kiev’e gitmeye karar verdim. Ankara’dan Ukraine Airlines ile sabah 7 uçağına yetişmek için yola çıktım. Sabahın 4’ünde kalkıp uçağa gitmek benim için büyük bir işkenceydi. Her şeye rağmen çok güzel bir uçuşla saat 9 gibi Boryspil Havalimanı’na ulaştık.

(Ukrayna’da Borispol demeyin, Boryspil deyin)

Pasaportumda vizeler ve kaşeler olduğu için midir bilmiyorum, pasaporttan hiçbir soruyla karşılaşmadan kolayca geçtim. Her ihtimale karşın paramı, konaklama yerimin ve dönüş biletimin çıktısını hazırlamıştım ama dediğim gibi hiçbir şey sormadılar. Bu durum hoşuma gitti 🙂

Havalimanında çok övdüğünüz için Ukrayna’nın turkcell’i, lifecell hat aldım. Beş para etmez bir hat. Çekmiyor. Kyivstar veya Vodafone alın. 2gb data, lifecell arası sınırsız konuşma 15tl gibi bir fiyata patladı. Tabi sim kart temini, para bozdurma işleriyle uğraşırken bir yandan da taksici yamyamların ablukasından kurtulmaya çalıştım. Amele sümüğü gibi yapışıyor taksiciler. Ortam havaalanı değil Aşti peronları gibi anasını satayım. Taksi şehir merkezi için uklon’da 250 grivna çıkıyordu. Taksicilere ingilizce konuşunca, turist kazığıyla fiyat iki katına çıkıyor. Sorsam 400-500 grivna bir rakam çekeceklerdi muhtemelen. Hiç muhatap olmayarak sim kart aldığım kıza city shuttle nereden kalkıyor dedim. Kapının dışındaymış. 60 grivnaya otobüse bindim. Belkoair veya Havabus gibi düşünün. Metro istasyonunda indiriyor. 3-4 kişi taksiyi bölüşmeyecekseniz bu yamyamları zengin etmeye gerek yok beyler. 20dk’da metrodasınız. Ordan da 20dk’da yeşil hatla Palats Sportu’da inip 5 dk içinde Kreshatik’e gideceksiniz. Metro 4 grivna, toplam 64 grivna. Taksicinin kitleme durumuna göre belki 200, belki 350 grivna bir para cebinizde kalacak.

Guliver AVM’nin ötesinde değnekçinin birine kalacağım evin adres sorayım dedim dedim. Adam cebinden hemen mini-kerhane adresi kartı çıkardı. Sex, Massage? Dedi. Ver hacı dedim, lazım olur 🙂

Daha ayak bastığım an Avrupalıların neden bu şehre “Kiev’de kerhane aramayın, şehrin tamamı zaten dev bir kerhanedir” dediğini anladım 🙂

Bu arada kalacağım ev in sahibi kadın tam bir yavşak çıktı. Benden havaalanı transfer ücreti 500 grivna istedi. Bunların hepsi turisti ayakta sikmenin peşinde anladığım kadarıyla.

Eve yerleştim ama ayvayı yemişim. Sabahın 7’sinde uçak ne demek kardeşim! Tam 15 saat uyumuşum. 2. gün striptiz kulübe gideyim dedim. Artık ihtiyarlamaya başladık napalım 🙂 Şu çok övdüğünüz Dolls’a gittim. Giriş 300 grivna. İçki filan da yok. Vestiyer tüm şehirde olduğu gibi beleş. Bu arada grivnayı tl’ye çevirmek için kredi kartı ile harcama yapanlar için tüyo 0,145 ile çarpacaksınız. 300 grivna x 0,145 = 43,5tl. Haşırt! Ukrayna ucuz diyenler sizi alkışlıyorum 🙂 Single malt içtiğim için tek macallan söyledim 280 grivna da o. Yanılmıyorsam bira ve dandik viski de 90-100 grivna filandı. İçki fiyatı minimum 13-14tl gibi hesaplayın. Yani size Dolls ayarında bir striptiz kulübünün masrafı minimum 60tl arkadaşlar. Ucuz değil normal.

Fiyatlara gelmişken burada bir girizgah yapayım. Güncel fiyatları 2013’teki kriz fiyatlarıyla kıyaslamayın. Eskilere değil yeni yazılara bakın. Hem grivna krizden çıkmış eski değerine kavuşmuş, hem de tl son euro-dolar kriziyle inanılmaz itibar kaybetmiş. Bizim para ukrayna’da artık değersiz, pul gibi bir şey olmuş.

FİYATLAR:
-Taksiciler İngilizce konuşunca kontak açmak için 100 grivna (15tl) diyor. Taksimetre açtırdım diyenler belki Rusça konuşuyorsa bilmem. Yoldan geçen taksici bile 2 metro istasyonu kadar mesafeye (2km filan) 100 grivna istedi. Universitat’ın oradayım. Taksici zaten Arena City’ye gidiyor. 50 uah vereyim diyorum. Yok olmaz deyip, boş gidiyor ama yine de kabul etmiyor. Ukrayna krizde, insanlar aç diyorsunuz. Bu nasıl açlık. 2km boş gitti, yine kabul etmedi 50 grivnayı ne iş?

Uklon dediniz. Kısa mesafe uklon’da 42 grivna çıkıyor. Soğukta taksi gelecek diye bekliyorum, 5 dk sonra cancelled diye uyarı geliyor. 5 kez kullanayım dedim. Cancelled, cancelled!!! İptal ediyorlar namussuzlar. Bitaksi, uber filan olsa iptal etme şansı da yok. Burada direkt iptal. Biz soğukta iptalden sıkılıp sürekli 100-100 bayıldık. Kadıköy iskele’den boğaya 15tl vereceksin ve bu şehir ucuz olacak öyle mi? 🙂

-Mcdonalds’ta menü 12 lira. Fena değil ama çok övdüğünüz Kreschatik Mc metrobüs gibi. Yer bulmak zor. Bazı mal tipler kulaklığı takıp 3 saat orada ortamı kesiyor. Araplar ve Azeriler yine midemi bulandırdı. Benim arkadaş kızların yanına çökeyim, hallenirim dedi. 3 kez farklı zamanda yer istedi. kızlar yemeği apar topar bitirip kaçtılar 🙂 Hala bana diyor ki, abi burada tipe bakılmıyor. Tamam Rusça ve diyalog önemli de, seni kim bu kadar yükseltti kardeşim dedim. Oturabilir miyim deyip, çat çöküyor masaya. Kızlar 2dk sonra topuk yaylası 🙂 Bakınan kızlar oldu mu. Arada oluyor ama soğuktan mıdır nedir, kızlar sokakta çok donuklardı. Herkes önüne bakıyordu. Milletin libidosu düşmüş sanırım. gerçek şu ki: çok yakışıklı, boylu poslu her gençlerin her yerde, her an, her dk şansı vardır. Fakat bu olay istisnai bir durumdur. O yüzden istisnai durumları kiev gerçeği gibi yansıtan yazılar çok yanıltıcı ve kötü niyetli.. Burada ilk gün gol 1, 2. Gün gol 2 yazanlar ya üfürüyor, ya paralıya gitmiş, ya da cidden yakışıklı çocuklar. Tip ve fizik varsa her yerde şansın var genç arkadaşım fakat sırf hava basıcam diye sitedeki inanları kandırmanın anlamı yok. Lütfen dürüst olun.

-Çok övülen Turkish Grill House’a arkadaşın domuz hassasiyeti yüzünden gittik. Gofret yiyor adam, abi domuz var mıdır diyor. Yeme ben yerim dedim 🙂 Bu arada ben domuz yiyorum. Fiyatlar da ucuz. Birayla Wurst (Vienna Sausage mıdır nedir?) yiyorum. Gayet güzel oluyor. Bir puba girdim. Sosis istedim. O domuz, şunlar tavuk diyor garson kız. Tamam ben pork istiyorum diyorum. Kız şaşırdı alla alla ben mi yanıldım, türk değil mi diye bir süre şaşkın şaşkın baktı. (Her türkün domuz hassasiyeti olmak zorunda mı alla allaaa). Kiev’de bu sosisler genelde 10-12 tl’ye patladı bana. Kazık olduğu için genelde Türk Restoranlarına uğramam, yurtdışında döner zaten ağzıma sürmem. Tekrar gelelim çok övülen törkiş gril hausa… Bir adana kebap 28 lira, kuzu şiş yiyeyim dersen kol: 42 grivna. Fiyatları gördüm gözlerim yuvalarından fırladı. Arena Plaza’da The Burger diye süper bi yerde burger yedim. 400g burger+bira. 30tl ağabeyler. The burger’in adı biraz dandik ama kendi çok şık bir yer. Garsonlar yavşak yavşak konuşuyor ama oraya gidin daha iyi. Ezo+Etli Kuru+Bulgur Pilavı için bizim Türk Restoranına tammm 40tl ödedik. Bu arada arkadaşın garsonlara garanti olsun diye, kurufasülyedeki etler domuz eti mi diye sorması ise paha biçilemezdi. Geri kalanı için mastercard tabii ki 🙂

-Kievdeki en ucuz şey ulaşım. Metro 4 grivna, otobüs 3 grivna. 40-50 kuruş bir şey. Komik rakamlar. Beleş binmeye, ceza yemeye değmez. Verin parayı binin.

-Barlarda yerel biralar 3-5tl arası, imbort biralar 7-10tl arası değişiyor. Yemekler de fena değil. Doyurucu bir yemek 15-20 arası. Lviv Kruvasan’da tavuklu kruvasan sandviç 7tl, Bizdeki Pehlivan ayarındaki yerel zincir Puzata Hata’da güzel yerel yemekler yiyebilirsiniz. Kahve 2-3tl, tatlılar 4-5tl genelde. Gördüğünüz gibi aman aman ucuz bir yer değil. Normal ya da normalin 1-2 kalem altında fiyatlar. (Belgrad ve Budapeşte daha ucuz)

MİNİK TAVSİYELER:

-Dönmeden önce Guliver’in altındaki Siplo marketten Kahve, çay, çikolata alabilirsiniz. Bizim migros ayarında. Ürün gamı geniş, elit bir market. 3 aylık çekirdek kahve stoğumu yaptım.

-Boulangerie Artisan’da çörekler güzel oluyor. Orada kahvaltı yapın.

-Roshen denen marketten üzerinde Ukrayna yazan çikolatalar alabilirsiniz.

-Pivnaya Duma, Naturlih Beer House, Copper Pub ve Golden Gate Pub’da yemek yiyip, farklı biralar için.

-Golden Gate (Zoloti Vorota) denen yapıyı mutlaka görün

-Yakın sandığınız mesafe büyük caddelerde karşıdan karşıya geçmek yasak olduğu için çok uzayabiliyor. Alt geçitlere gir-çık derken insan ciddi ciddi yoruluyor. Alt geçitlerde yürüyen merdiven olmaması aptalca bir şey. Bu kadar yorucu bir şehir olamaz.

-Bazı dallama tipler sizi kara kafa görünce omuz atıyor. 3 kez omuz yedim, sesimi çıkarmadım yürüdüm. Bir de metroda giderken gözümün içine dik dik bakanlar oldu. Kimseye diklenmeyin. Çevirin kafanızı işinize bakın.

-Mekan girişlerinde kesinlikle türküm demeyin, Türkçe konuşmayın, girmek istediğinizi mekan korumasına İngilizce olarak talebinizi kibarca söyleyin. Kaliteli diyalog da dress code’un bir parçasıdır unutmayın.

-Meydanın altındaki alt geçitteki dükkanlarda koyun yünü terlikler ve desenli el örmesi çoraplar var. Kız arkadaşınıza, kız kardeşinize veya annenize bunlardan götürebilirsiniz. Çok sevimli şeyler. Fiyatları da 15-25tl arası. Bence değer.

-Meydanda fotoğraf çektirmeye çalışan kuşçular ve minyon kıyafeti giymiş çakallar var. Cevap vermeden uzayın. Para almak için sülük gibi yapışıyorlar.

-Şehir bir kısmının söylediği gibi sıradan, birkaç gezilecek yeri olan alelade bir yer değil. İhtişamlı dev binalarıyla, büyük alışveriş merkezleriyle ve kafeleriyle epey canlı bir metropol.

STRİPTİZ KULÜPLERİ:

DOLLS: İlk gece uyuyakalmışım. Ceset gibi uyuduktan sonra 2. Gün tek başımaydım ve striptiz kulübe gideyim dedim. Çok övdükleri dolls’a metroyla gittim. Taksicileri size yukarda anlattım. Uklon, yandex taksi ile iş göremedim. Dolls’taki kızlar gerçekten çok harikaydı. Götlü, memeli kızları görünce Prag’daki efsane kulüpler aklıma geldi. Tabii ki oradaki hiçbir kulüp prag’ın kulüpleri gibi olamaz. Asla olamaz. Bir scotch söyleyip kızları izledim. İzledim ama kızlar sadece kons yapıyordu. Kons ücretini bilmiyorum ama masaya gelip bana pahalı bir kokteyl ısmarla derlerse menü isteyip fiyatı tekrar gözden geçirmenizi öneririm. 300 grivnadan (45tl) aşağı bir şey içmeyeceklerdir. Ayrıca kons ücreti var mı bilmiyorum. Ben o gece evde yarım şişe Aberlour içmiştim ve viski kafasıyla Dolls’a adeta uçarak gitmiştim 🙂 Dolls’ta kızlar güzel ama sahne çok yukarda. Mekan çok büyük. Kızlar Kucak dansı almayınca müşteriyi siklemiyor. Ben bu işi sevmedim, mekanı da sevmedim. Kafam iyice uzay vaziyette oradan çıktım.

PENTHOUSE: Dolls’tan yürüyerek 100-200 metre uzakta çok küçük bir striptiz kulübü burası. Kafa kıyakken ayaklar beni yerin altındaki bu küçük mekana sokmuş. Geldiğimde gece 1’e geliyordu. Mekana girdim aaa bomboş. Sadece 2 tane Kievli adam vardı. Vaziyete bakılınca lokal bir yere geldiğimi anladım. Çıkmak yerine doğru mekan olduğunu fark ettim. Neden? Mekanın sahnesi zemin seviyesinde biiiir, sahnenin dibinde koltuklar var ve kızlarla yakın kontak halindesiniz ikiiii. Benim için striptiz kulübü budur. Sahne yukarda olmayacak, hiç sevmem. Tabi o kafayla ben kızları alkışlıyorum, öpücük gönderiyorum. Mekan da boş. Kızlar gelip kucağıma atlıyor. Göbeklerinden tatlı tatlı ısırıyorum, omuzlarını öpüyorum kızların. Kızlar da çığlık atıyor ama eğleniyorlar. Belki de aha sarhoş bir türk sazan geldi demişlerdir, bilmiyorum 🙂 Orada beni çok eğlendiren 4 kıza 30-50 uah arası sadaka gibi az az bahşişler verdim. Orada gidip, saçıp savıyorsunuz. Onlar da alışmış daha fazla istiyorlar. Vermem abi, siz de vermeyin. İstiyorlar, bak eğlendirdik biraz daha ver diyorlar. Bu size yeter deyince vınnn kaçıyorlar haha.. Kucak dansı 200 yazıyordu sanırım. Kızlar da gayet güzeldi 🙂 Tuvaleti bulamadım. Dışardan gelen bir kız yolu gösterince dayanamadım öptüm. Aslında striptizci kızlara dokunulmaz ama o mekanda nedense esnek davranılıyordu. Sonra o kız pistte dans ettikten sonra yanıma geldi. Hemen sarıldım ama daha oturur oturmaz bana pahalı kokteyl ısmarla dedi. Ismarlamam. biraz otur, takılalım, sonra belki ısmarlarım dedim 🙂 Baktı benden iş çıkmayacak. Üfff dedi gitti. Yolun açık olsun bebeğim! 🙂 Oradaki sürekli bahşiş isteyen dilenci vestiyerle, ihtiyar teyzeye de komik bahşiş vererek sabah 4 gibi mekandan eğlenerek ayrıldım.

Bir daha gidersem kesinlikle Penthouse’a giderim. Penthouse’un girişi 200 grivna bu arada. Siz de oraya kafa kıyak gidin. Fazla para saçmayın, bırakın Araplar veya esnaf ve tarla sahibi yaşlı emmiler saçsın 🙂

Haaa bakın çok önemli bir bilgi vereyim. Çok sevdim dediğim penthouse’ta vestiyer montumun bütün fermuarlarını açarak ceplerinde çalacak değerli bir şey aramış. Sabah açık fermuarları fark edince küçük bir şok yaşadım. Ceplerimde para ve değerli bir şey olmaması çok büyük şanstı sanırım. Vestiyere bir şey verirken cebinde önemli bir şey bırakmayın. Para bırakmayın valla uçar gider. Acayip aç tipler. Şerefsizler cebimdeki prezervatifleri çalmışlar. Prezervatife bile çalacak kadar basit, aç insanlar bunlar!
Bu arada gece orada taksiye bindim. Kafa kıyakken taksici beni kandırmış. Sabah 300 grivna eksikti cebimde. O kafayla taksiciye 100 yerine 200-300 grivna vermişim sanırım. Aman dikkat, hep kontrollü olun. En ufak bir dikkatsizlik anında hemen geçiriyor adamlar. Affetmiyorlar!

ARENA STARS CABARET: Arena City’nin 3. katındaki bu mekanın girişi 300 grivna. Kucak dansı da 500 grivna. Mekan konsept olarak Penthouse’un büyüğü ve ihtişamlısı. Yolda gördüğüm, Ankara’dan tanıdığım bir arkadaşım da yanımdaydı. Açıkçası paranın lafını çok yapan biriydi. Saçıp savurmamak başka, her yerde para hesabı yapmak başka. Giriş 300 grivna yazık, sikmicez de diyor. 300 grivnaya kimi sikecen hocam, eşek bile siktirmezler sana bu şehirde dedim 🙂 yazıksa yazık, benim keyfim değil mi… Mekan hoş görünüyordu. Gece 22 olmasına rağmen biraz da boştu. bikbik etti “boş abi, başka yere bakalım, dırdırdır..” iyi dedim çıktım güzel mekandan. Kızları görmedim ama konsept olarak mekan iyiydi. Cumartesi gece 22 mekanın boş olması da ayrı bir hikaye. Bazı arkadaşlar Kiev kışın bitmiş diyor ya. Kievin mekanları hakikaten bitikti. Bütün şehir bitmiş okeye dönerken bile şerefsiz taksiciler, escortlar, hediyelik eşyacılar burnundan kıl aldırmamaya, fiyatlarda tek bir grivna bile indirim yapmamaya devam ediyordu. Mesela 1 magnet 50 grivna, 5 tane alsanız bile 250 grivna. 249 olmuyor. Bomboş mekana girin 200 grivna yerine 150 vereyim deseniz, olmaz deyip gönderirler. Ben prag’da, budapeşte’de her yerde pazarlıkla girerim mekanlara. Kapıda kurtardığım parayı paşa gönlüm isterse striptizci kızların donuna takarım. Dediğim gibi kiev’de pazarlığa taviz yok. Neden taviz yok. İnsanların götünü kaldırmışlar çünkü. Hiç pazarlık yapmadan al para, al bahşiş, al sana hediye. Olayın varacağı boyut da maalesef bu. Vermeyin beyler! pazarlık yapın, verecekseniz az az verin, koklatın!!!

HAREM: Yine Arena City’deki bu mekana arkadaş daha fazla kafa ütülemesin diye cumburlop daldım. Bunda da giriş 300 grivni. Bir tane bira söyledim 90 grivna. Kızlar bok gibiydi. Bu sefer yanımdaki eleman 300 grivna verdik, öbürüne girsek daha iyiydi diye tekrar kafamı sikmeye başladı 🙂 Diyorum ya, pinti adamı yolda bile görseniz yolunuzu değiştirin. Buradaki kızlar çok kötüydü. Benim de canım sıkıldı ama napalım girmiş bulunduk. 1 saat oturacaktık. Beğendiğim kızlardan biri yanıma geldi. Güzel İngilizce konuşuyordu. Nereden geldin dedi. Ulan herkes kıbrıs’tan geliyor, Bu aralar Kıbrıslı olmak moda. Ben de kıprıslıyım artık dedim 🙂 Nicosia’dan geldim deyince ooo Kıbrıs çok severim dedi. Sanki bilmiyor Türkiye’den geldiğimi 🙂 Biz 1 şeytansak, bu şehrin kızları bizden 100 kat şeytan! Demir ve kömür ticareti yapıyorum. Ayrıca bakü’de bir termik santralde hisselerimiz var dedim. Ooo big boss dedi. Kızın gözlerindeki ışıltıdan kör olacaktım 🙂 Hehe little big dedim. Ben sana geleyim bu gece dedi. Kaç para dedim. 300 dolar dedi. Ooooh suyundan da koy, bu fiyatla ölene dek bacımsın  Kız harikaydı ama yalan yok. Birde güleryüzlüydü, domuz değildi. Saat 23.15 gibi mekandan ayrılmaya karar verdik. Asansörde inerken 3 tane türk gördüm. Zaten kiev öyle bir şehir ki, kolunu sallasan 3 tane türke çarpıyorsun, gerçi diğer kolunu sallayınca da 6 tane azeriye çarpıyorsun. Azeriler şehri bitirmiş maalesef! Türklere valla bu batakhaneye 400 grivna verdik. Nasıl hissediyorsunuz dedim. Sorma yau dediler. Dolls’a gidin ora sizi paklar deyince. Onlar da bana siz nereye gideceksiniz dediler… (devam edecek)

KULÜPLER:

—Fazla mekan gezemedim. Evin kötü olması nedeniyle uykumu alamadım. Gün boyu ceset gibi gezdim. Aman arkadaşlar kalacağınız evin temiz, yatağın ve eşyaların konforlu olmasına çok dikkat edin. Eve gelen paralı bile arıza yapıyor. Kötüyse, evin sorunlarını ıspatlamak için bol bol net fotolar çekin ve negatif yorum bırakın. Bunlar çok sahtekar insanlar. Evi tuttuğum terbiyesiz, dolandırıcı kadının çok büyük taklasına geldim. Onunla hesaplaşıyoruz şu an. Ödediğim paranın yarasını geri almak için dispute açtım. Adi karı keyfimin içine etti. Aman arkadaşlar ev çok önemli.—

Yukarıdaki muhabbete kaldığı yerden devam..

…Valla 1 saat önce Sorry Babushka’ya gittik daha açılmadı dedik, ardından Carribean’a gittik, orayı da açmamışlar. Biz de bir süre bu batakhanede striptiz izleyelim dedik. Şimdi Radio Hall veya Coyote Ugly arasında kaldık. Radio Hall uzakta bir yerde. Dress Code’a takılırsak, boş yere gitmiş olacaz dedim. Oradan benim yaşlarında biri. Ben de bu arkadaşlarımı gezdiriyorum. Radio Hall’a gitmeyin orası ırkçı tiplerin mekanı. Sizi almayabilirler, hatta girseniz bile dayak yemek ihtimaliniz var. Carribbean paralı asker mekanı, eğlence yok. Direkt lejyoner kasıcaz diyorsanız oraya gidin dedi. Bence hiç kasmayın Coyote Ugly’de takılın, hem orası öğrenci mekanı dedi. Face&Dress sıkıntısı olur mu dedim. 10 numara adamsın, seni bu tiple kim çevirecek dedi. O arkadaştan da gazı aldıktan sonra rotayı Coyote Ugly’ye çevirdik.

COYOTE UGLY:
Saat gece 23.20 gibi mekan kapısındaydık. İki mekan koruması suratımıza hayrola, siz ne ayaksınız aq der gibi baktı. Biz de kiev’de yeniyiz, mekanı çok merak ettik dedik. Siz ilk kez mi geldiniz dedi. İyi hadi girin. İçerde sigara içmeyin, mekanda çalışan kızlara asla dokunmayın dedi. Üzerimizde içki var mı diye sağlamca bir kontrol ettiler. Bu arada adamlar sadece face&dress yapmıyor. İçkiliyseniz almıyorlar. Öyle sarhoş, kafa kıyak giderseniz muhtemelen giremeyeceksiniz arkadaşlar. “ceketim vay ama içeyi almadılayyyyy”. Ceket yeterli değil. dışarıda altlık yapmış, mekana para kazandırmayacak ölücü müşteri ve içeride sorun çıkartacak adam istemiyorlar. Biz sadece 1 bira içmiştik. Bu mekanda bunlara dikkat ederseniz, Kıbrıslı (!) bile olsanız girebilirsiniz 🙂
Giriş 100 grivna. Yine cepleri kontrol ettikten sonra beleş vestiyere montu ve poları verdim.

Aman içerde hırkayla, polarla filan dolaşmayın. Mekan çok sıcak oluyor.
İçerde bira ve kokteyller 50-100 grivni arası değişiyor. Mekanı yukardan gören tribün gibi bir yer vardı. Güya orası locaymış. İlk başta oradakiler biraz kendi takıldı. 1’den sonra aç karılar beleş içki için locaları turladı. Belgrad’da da aynı muhabbet olmuştu. Mekanda taş gibi hatunlar bir bira için basitleşiyor. Gülücük atan mı istersin, gelip sarılan mı. Ukrayna’ya ilk kez gittiğim için olaya hakim olamadım ilk saatlerde. Yiyici kızlar tipe hiç bakmıyor. Kamyoncu kılıklı Türkler vardı. Ya bi de ceket giyip, şal takmışlar haha. Kızların kolundan çekiyorlar masaya gel diye. Gelir hacı, masaya da gelir. İçkisini içer masa değiştirir. Mekana ancak girecek kadar parası olan kızlar gece sonunda kör kütük sarhoştu. Bu arada ben orada çok eğlendim. Hakikaten eğlenceli bir yer. Kızlar dans ediyor. Fakat kızlar kolay yüz vermiyor. Sarhoş olup kıvama gelen kızlardan birkaç tanesi geldi yiyiştik. Ulan kız beni öpüyor arkasından gidip başkasını öpüyor. Hepatit olmazsak iyidir 🙂 O gece bir hatun vardı. 20 kişiyle yiyişti. Bu kardeşlik türküsüne arada ben de dahil oldum maalesef 🙂

Yalnız hatunlar ne dans ediyor be arkadaş. Yani mekandaki herkes 23’ten 5’e kadar aralıksız dans etti. Çirkin, kadınlarla ilgilenmiyor dediğiniz Ukraynalı erkekler ooouvv kertenkele gibi hepsi valla. Tabi aptal aptal dans eden şapşal tiplerden bahsetmiyorum. Onlardan da oluyor tabi.

Bu mekana gelip barda oturup, kızları kolundan çeken aptal arkadaşlar kızları epey beslediler. Birkaç tane kız geldi, beleş içki istedi boynuna kolumu attım. Öptürmeyeni kovdum 🙂 kovun arkadaşlar, bol bol kovun. Bu da ayrı bir rahatlama, stres atma şekli. Tuvalete giderken kızın biri yakaladı beni dans ettik, öpüştük. Tamam işim bitti seninle dedi. O da beni kovdu haha. Biraz dalganıza bakmanız lazım. Aman kız düşürcem, aman sikişçem. Böyle olmaz. Ben taşağındaydım işin. Bir tane yiyici kızı beğendim. Onun da arkadaşı çok sarhoş. O kız biraz öptürünce yufka yüreğime hakim olamadım ve 50 grivnaya (6tl) bir tane bira ısmarladım 🙂 Lambada dansından sonra izdivaç programındaki gibi çiftleşme dansı yaptık. küskü dayamalı bir dansla ısmarladığım biranın helalliğini verdi.

Bazı tipler beckett’in meşhur sözündeki gibi daha iyi yenil mottosuyla 1 metrelik radyus içindeki her kızı masaya teklif edip babayı almaya devam ediyorlardı. Soğuk soğuk dans eden Ukraynalı kızlar ise sadece Ukraynalı bebelerle partner olmuşlardı. Kızlar Ukraynalı olsun da sinekten olsun modundaydılar. Çok soğuk, bundan iş çıkmaz dediğim kızlar bile çift olmuştu gecenin son saatlerinde. Konuştuğum kızların büyük çoğunluğu İngilizce bilmiyordu. Belki de dediğiniz gibi ciddi ciddi bilmiyor gibi gözüküp, bizi sağmaya devam etmek istiyorlardı. Napalım kardeşim, bunları böyle alıştırmışsınız. 3 gram fındık kadar am, 2 tane buz mavisi göz için garsonunu, vestiyerini, çiçekçisini, pezevengini, orospusunu beslemişsiniz, yerel kızları da paraya, hediyeye boğmuşusunuz, bir de işiniz bitince kızların götüne tekmeyi bastığınız için kızları Türklerden de tiksindirip, bizi potansiyel yolunacak pislik insanlar topluluğuna çevirmişsiniz. Ben de n’aparım? Öptürmeyeni, elletmeyeni kovarım abi. Yanıma gelip 1 dakika içinde içki istiyor Allahın sefili.

Tabi yiyicilik olayını sadece Türklere yaptıklarını düşünmeyin. yedir için dobri veçir Ukrayna kızlarının genel mottosu olmuş anladığım kadarıyla. Mesela paralı kievli gençler vardı. Eleman tek oturuyor. Hem de dans pistinin orada veya locada bile değil. Arkada bir yerde tek başına. Bir de nargile söylemiş ki, bu olay anladığım kadarıyla bende para bok gibi demek. Masaya da 20li tekila shot seti söylemiş. Kral gibi takılıyor. Şekilsin ya hıamına!..

Ben de bir ara barda takıldım. Orada ukrayna’da okuyan, laf attığım ve tanıştığım üni okuyan türk gençlerle sohbet ettim. Laf arasında onlardan da bahsedeyim. Çok iyi çocuklardı gerçekten. Gerek Harem’de tanıştığım arkadaş, gerek o mekandaki gençler Türklük adına övünülecek insanlardı. Hatta barda otururken cüzdanı unutmuşum. Çocuk cüzdanı getirdi ya. Helal olsun. Bir de viski ısmarladılar. Olmaz ben size ısmarlamak istiyorum desem de kabul etmediler. Böyle güzel insanlarla karşılaşmak beni çok mutlu etti. Ben de gece sonunda taksi ücretini ödedim. Böyle insanlara sahip çıkın arkadaşlar. Zaten para verseniz de almıyor bu çocuklar. Bir yemek ısmarlayın, takside beraber giderseniz para ödetmeyin. (Komisyona alıştırmayın!)

Neyse şu 20li shot söyleyen Ukraynalı tek oturan herife geri döneyim. Nargileyi içiyor, içkisini içiyor. Masada shot tablası duruyor. Hep yenileniyor o set. Mekanın en bomba kızları sırayla o masayı ziyaret ettiler haha. Biz böyle şeyler görmediğimiz için saçma ve garip geliyor. Herifin kucağında kalkan balığı gibi oynaştılar, yiyiştiler. Striptiz kulüplerinde sadece Dolls’ta görebildiğim, belki de oradakinden daha güzel yavrular kucağında gezdiler o çocuğun. Yalnız birçok kız da zilzurna sarhoş olmasına rağmen mekanı kız arkadaşlarıyla terk etti (Bkz. dobri veçir mode on)

Biz sabah 4.30 gibi çıkarken bizim Türklerinin çoğunun mekandan sap ayrıldığını görünce üzüldüm. Belki de o gece en çok eğlenenlerden biri bendim. Değil Ankara’da, İstanbul’da bile zor bulunacak bir ortam ve eğlence ortamına girmiştim ayrıca tebessüm ettirecek kadar az bir para harcamıştım. Orada limonlu rom içtim bol bol. 60 grivna para ya gerçekten şaka gibi. İçkilerde de hile yapmıyorlar. Ölçekle veriyorlar. Sürekli rom içtiğimi görünce kız artık ölçek de kullanmadı. Bonkör bonkör koymaya başladı. Kiev’e sadece Coyote Ugly için bile gidilir. Bu kadarı yeter sanırım.

Küçük küçük notlar…

Orada yaşayan gençlerden aldığım bilgilere göre Saxon’a dandik bir yer diyorlar. Forsage biraz şehrin dışındaymış. Dandik ama bize göre dandik, bıktık çünkü dediler. 3 katlı bir mekanmış. Kiev dışından gelen biri için orası mabet gibi bir yer, mutlaka gitmen gerek dediler. Doğru günde gitmek gerekiyormuş (Hangi günde kalabalık ve hareketli bunu yazarsanız boşa zaman harcamamış oluruz). Radio Hall’da çok fazla zenci, arap ve azeri var dediler. Sorry Babushka da 30 yaş seviyesindekiler daha çok takılır dediler. Konuşulanlar buydu. Ertesi gece Forsage’a gidecektim biraz fazla yorulmuşum ve uyuyakalmışım ;))

FİNAL : PARALI ASKERLER & KİEV MİNİ-KERHANE TURU

Bizim kertenkeleyi durduramadım. Kendisine güzel lejyonerler bulduğumu, vatsap ve viber üzerinden konuştuğumu, fiyatlarının 1000-2200 uah arasında değiştiğini söyledim. Aga diyor ki: 1200 uah bile pahalıymış, 800 iyiymiş. Ben vereyim sana, beni sik 800 grivnaya diyorum gülüyor. Sinirlendim. Maaşım çok diyor 200-400 uah (30-60tl) kar peşinde.

Bu arada topface’ten de paralı askerler match ediyor beni. Bir kız buldum harika. Zaten resimden belli paralı olduğu. Kaç para dedim. 150$ dedi. Öeeeh? Benden sana 50$ çalışır dedim. Bana ünlü fahişe atasözü “zevkin pazarlığı olmaz”, sen ucuzlarına bak diye cevap verdi. Veronica Carso’nun saati 200$ anasını satayım. Siktir la ordan 🙂 Bu arada internetten topladığım escortlarla yine kıran kırana Çingene pazarlığına devam ediyorum. Neden, çünkü fiyatlar çok uçuk. Göbekli balık eti kız 1500 uah dedi. Ne diyeyim ki, cidden yazık! İyi bir kız saatlik 1000-1200 olsa filan pazarlık hiç yapmam. Saatlik 1600-1800-2200. Ben de fiyatları kırmanın peşindeyim. 2200 diyene 1500 teklif ediyorum, cevap bile vermiyor. Ya magnet satan teyze bile 1 grivna inmiyor, orospu mu inecek. Memleket pislik diyorum, pislik. Paragöz tipler hepsi. 1 uah indirim iste şeytan gibi oluyorlar. Orospusundan tut, taksicisine kadar. En sonunda 1000 grivnaya güzel bir karı buldum. Onu bonus olarak köşeye ayırdım. 100-150 grivna da taksi parası.
{Benim vatsaptan, o arkadaş escortun birine taksi parası kaç para tutar yazmış. Kız da herhalde sinir oldu ki hiçbir şey yazmamış. Neden bu kadar basitleşiyorsun dedim. Kızdım. Hayır ne denir ki bu adama?]

Tabi benim arkadaş mini-house’lar nerdeymiş, dünkü üni. öğrencilerine soralım, yolda mini house arayalım diye kafa şişirmeye devam ediyor. Neyse aradık çocukları. Abi taksici göndericez dediler. Taksici bize kerhane gezdirecekmiş olaya bak 🙂 Kiev City Sightseeing (Hızlandırılmış kerhane turu) için tam anlamıyla hazırdık artık 🙂 Taksici 1200 ve 1000 grivnalık 2 eve götürdü bizi. Evler tahmin ettiğiniz gibi apartman dairesi. Dışardan baksanız da göremezsiniz. Kimisi telefonla taksici arayınca kapıyı açtı. Belki biz yalnız gitsek açmazlar. 1200 grivnalık ilk eve gittik. Bir karılar geldi. Aboooov hepsi kör topal… ne kadar kamyon çarpmış, üstüne göktaşı düşmüş kızı bulup toplamışlar bu eve. Hocam bunlar 1200 mü yoksa 120 grivna mı diye sormayı düşündüm bir ara 🙂 Bırak para vermeyi, hayrına bile sikilmez. Hele biri vardı göbekte selülit var. Onu nasıl başarmış acaba? Biri de bu fiyaskonun üstüne bana Türkçe laf atınca aman allahım biz nereye düştük, gaçalım hacı ya dedim bizim taksiciye.

Bu arada yürürken taksiciyle muhabbet edip bilgi almaya çalıştım. Paralı asker fiyatlar neden arttı dedim, adam benimle taşşak geçti. Elektrik, su, kiralar arttı, karılarda arttı deyip güldü. Zaten taksici o kızlardan muhtemelen 300-500 grivna civarı komisyon alacaktı. 1200 uah değil hayrına bile alınmazdı o kızlar. 2. Eve girerken ben daha umutluydum. Çünkü bu evde çok kız var dedi. 7-8 tane kız varmış. O ara arkadaş da çok gaza geldi. Beni de gaza getiriyor 8 kız var diye. Eve bir girdik, offf bütün kore savaşı gazileri bu evde  Otobüste görsen yer verirsin, ön sıralar gazilere aittir biliyorsunuz. Ben diyeyim 40, sen de 50. Göt göbek yağ bağlamış. Beller naylon leğen gibi olmuş. O an kameralar nerede, el sallamak istiyorum diye haykırmak istedim  Ya arkadaş kiev’de 8 tane obez teyze ve 1000 grivna. Kiev’de bu kadar çirkin 8 kadını bulup bir araya getirmek de ayrı bir başarıdır bence. Bu çabaya saygı duydum 🙂 Be bunları düşünürken bir an yanımda libidosu tavan yapmış arkadaşa baktım. Bana gözüyle şişko bir 40lık neneyi gösteriyor. Nasıl iyi mi, sikeyim mi abi diye işaret ediyor. Velisi gibi hissettim kendimi. Sorumluluk aldım, olmaz sikme, sana hakkımı helal etmem evladım gibi işaret çektim. Karılar da taşak geçiyor. İyice neşelendiler, anıra anıra gülüyorlar. Ortam sirk gibi oldu. Bize 1000 grivna verecek enayiler bunlar mı auhauha diye gülüyorlardır herhalde diye düşündüm. Kiev’de şehir turumuz arkadaşın 1600 grivnalık evleri pahalı bulması nedeniyle beklenenden erken sona erdi.
Bu arada bu olaylar hep Guliver’in çevresinde geçiyor. Guliver’in çevresi Red Light gibiymiş meğer. Biz tam Guliver’in önünden geçerken 7-8 kişilik esmer genç bir erkek grubu gördük. Bunlar önlerinde Kievli bir rehber eşliğinde bizim gibi kiev şehir turuna çıkmışlar. Hooop nabuyonuz gençler kerhane turu mu dedim. Evet abi karı turu dediler. Biz de hemen bu yeni şehir turuna katıldık. Meğer ilk geldiğim gün bana kart veren değnekçilerin pezevenkbaşısıymış bu adam. Süper biri çok sevdim. Keşke kiev’de hep böyle işini yapan, güleryüzlü insanlar olsa. Dalga geçmiyorum ha  Neyse biz rehberimiz eşliğinde yeni şehir turumuzda sırayla evlere girmeye başladık. 1. Dairedeki kızlara 1100 uah dedi. Girdik baktık. Eeeeh. Kötü ama öteki garabet karılarla kıyaslanınca bu kızlar çok çok iyi 1100 grivnaya. 2. Eve girdik. Bu evdeki kızlara 1400 grivna dedi. Bu evdeki kızlar gerçekten iyiydi. Ben çocuğuma, pardon arkadaşa sarışın afet gibi bir kızı almasını söyledim. 1400 uah pahalı geldi paşaya  Bu arada ben bir yandan pezevenk dostumuza iltifat ediyorum. Güleryüzlü birisin, keşke kiev’deki herkes senin gibi olsa diyorum. Ooo tamam lan, Gelin sizi 3. Bir eve daha götüreyim dedi. 3. Eve girdik. Bunlar da 1200 uah mı neymiş. 2 tane kız. Burada kalite yeniden düştü. Bu evdeki kızları toplamışlar, geriye bunlar kalmış. Arkadaş sonunda 1100 grivnalık ilk evden bir kızı almaya karar verdi. Benden de iyi mi, sikeyim mi diye onay istedi. Sik onu, gayet iyi dedim. İyi değildi gerçi, ben 1400 verirdim o sarışın yavruyum alırdım. Sarışını söyledim almadı, artık esmerden de caysa bize musallat olacak herif 🙂

Bu apartmanın katlarının koridorları ilginç bir ot kokuyordu. Dostum buralar ne acayip kokuyor ya dedim. Hoop cepten ot çıkardı. Satayım mı 200 uah dedi. Adam full servis ya. Ne ararsan var haha. Yok dostum boşver ya, biz işimize bakalım dedim. 2. kez sordu alcan mı diye bana. Almayınca seni sevdim dost dedi ve bir parça hediye etmeye kalktı. Ben bu adama boş yere iltifat etmedim. Fakat almadım tabi ki. Kuru naneyi napayım kardeşim ben alla allaaaa ;)))

İlk eve gidip o cılız karıya 1100 uah verdik. Parayı ben vermiş gibi üzüldüm açıkçası. 45tl fark için yukardaki sarışın yavruyu almadı. Git hocam sen eve işini gör, ben dalgama bakarım dedim. Gittiler ama sanırım arkadaş soğukta kuyruğu kaldıramamış. Bana da kız arıza yaptı vermedi diyor. Abi sen şaka mısın, neden vermesin. Yeme bizi,bari bana yapma yaaa  Öyle demedim tabi… Yapar abi bunlar orospu, ekmek teknesini elbette koruyacak, dedim boşver. Arkadaşı postaladıktan sonra dinlenicem ayağına evde kaldım. 1000 grivnalık esmer hatunu eve çağırdım. Bu soğukta, bu şartlarda skora bakılmaz. Puan veya puanlar almak önemlidir. Benim için yeterliydi.

İlk kez geldiğim bu şehirde güçlü diyalog sayesine birileriyle tanıştım ve çok da fazla efor sarf etmeden burada işlerin nasıl yürüdüğüyle ilgili bilgi sahibi oldum. Genel olarak kiev’in insanını sevmedim ama eğlenceli insanlarla tanıştığım ve güzel vakit geçirdiğim için buradan mutlu ayrılıyordum. Giderken Turkish Grill House’a Sky Bus’a nereden bineceğimi sormaya gittim. Mekan sahibi veya müdürü hiç de yardımsever olmayan (burası adres sorma yeri mi ulan) tavrıyla Vokzalna metro istasyonundan binebileceğimi söyledi. Oysa hediyelik eşya aldığım Kievli teyze bile ondan daha yardımseverdi. Kağıda bile yazmıştı Kharkivska istasyonu’ndan Sky Bus’a binebileceğimi fakat ben Türklerden yardım almayı tercih ettim. hem Sky Bus’ın ilk durağına gitmek için zaman kaybettim, hem de şehir merkezinin berbat trafiğine yakalandım. 5’te Kreschatik’ten yola çıktım ve Vokzalna’dan 17.30’da bindiğim Skybus ile Boryspil’e ancak 19.00’da varabildim. Korkunç bir şehir trafiğine takıldım ve yol tam 1,5 saat sürdü. kontuar kapansaydı valizimdeki tüm içkiler de çöpü boylayacaktı. %100Halal yardım bana yaramadı, domuzculara uymayıp hata ettim. Vokzalna’da Kievli tatlı bir kızın dil bilmediği için bana eşlik ederek Sky Bus durağına giden yolu göstermesi, “İngilizce biliyolla da konuşmuyolla” hipotezine minik bir darbe vurdu. Bu son birkaç olayla, bu şehirde insanlığa dair hala bir umut ışığı varmış diyebildim.

Küçük bir dipnot da Azeriler için düşüp bitirmek istiyorum. Azeriler şehri ve kızları avuçlarına almış arkadaşlar. Maalesef acı gerçek. Sky Bus’a binerken çok genç, manken gibi hoş bir kız, amele görünümlü bir azeriyi uğurlamaya gelmişti. Havaalanında da yine her yerde Azeriler vardı. Rus kültürüyle etkileşim halinde yetişmiş Azeri ırkı karşısında Türklerin gerçekten hiç şansı yok. Adamların Rusçası var, kültürü zaten çok iyi tanıyorlar. Bu adamlarla yarışmayın, fayda beklemeyin ve dikkatli olun derim.

Tekrar gider miyim? Ukraine Airlines’ın bu cazip fiyat politikasıyla elbette tekrar giderim ama havalar ısınmadan asla! Beklentiler düşük tutup, keyif almaya çalışmak çok önemli. Buraya kadar okuduysanız teşekkürler. Herkese güzel ve mutlu günler 🙂

Not: Viva Boraçay! –> gezginponyboy@yandex.com