ANKARA NIN BAĞLARI, TAYLAND IN YOLLARI (BABAALİ)

Hepinize tekrar selamlar, değerli site takipçileri. Ben Ali sizlere daha önceki ilk yazım olan Tayland-Pattaya İlk Sefer adlı yazımda Tayland a ilk sefer gidişimi anlatmaya çalışmıştım. Bu yazımda da 2009 yılının aralık ayında  üçüncü sefer gidişimi anlatmaya çalışacağım bir hatam olursa kusuruma bakmayın. Yine çok uzun bir yazı oldu umarım beğenirsiniz. İlk sefer Tayland a gidip Ankara ya geldikten sonra,  içimde Patti den ayrılmanın hüznüyle hemen ikinci seferin planlarını yapmaya başlamıştım. Ama işler nedeniyle bu planıma biraz ara vermem gerekiyordu. Patti ve kitty ile sık sık sosyal ağlar ve telefondan mesajlaşıyorduk. Patti memleketine dönmeye karar vermiş, bende o dönmeden onu son bir kez görmek için 2007 nin kasım ayına Thy den bilet almıştım. Kızcağız beni görmek için 1 ay memleketine gitmeyi ertelemişti.

Bende uçuşa tam iki gün kala işlerim ve bir takım sıkıntılar nedeniyle içim kan ağlaya ağlaya bileti iptal etmek zorunda kalıp kafayı yemiş, Ankara da bayağı bir delilikler yapmıştım o zaman. Patti ye gelemeyeceğimi söylediğimde çok üzülmüş ve 1 hafta sonrada memleketine dönmüştü. Daha önceki yazımda da belirttiğim gibi mutlu bir evlilik yaptı ve iki çocuğu oldu. Her Bangkok a gittiğimde dostça oturur  görüşür o günleri anarız. İkinci seferimizde, bu sefer  kuzen Alperen, Uğur abi ve ben önce phuket sonra da Bangkok olmak üzere sıkıştırılmış bir Tayland tatiline çıkmıştık. Benim amacım o sefer çivi çiviyi söker hesabıyla patti yi bir nebze unutup vur patlasın çal oynasındı öyle de oldu. Bazı gündüzler sulu masajcılarla, gecelerde hep farklı kızlarla ama kızları kırmadan üzmeden geçti. neyse gelelim üçüncü sefer ve en hareketli ve bol olaylı seferlerimden biri olan Tayland a gidişime. Bu sefer çok yakın, ailelerimizle iç içe beraber büyüdüğümüz, çocukluk dostum hatta kardeşim Hasan la birlikte gittik. Hasanla daha önce beraber Kıbrıs, belarus ve Ukrayna ya ve ülkemizin birçok tatil beldesinde beraber tatil yapmıştık, birbirimiz hakkında her şeyi bilir ve cidden kardeş gibiyizdir. Hasan İtü den dereceyle mezun, kendi şirketi olan, kibar, nazik, hoşgörülü yani yine tamamen benim tam zıttım olan Ankara lı bir kardeşimiz. Tabii o gençliğinde adam gibi dersini çalışırken, bizde çakallığımızdan okuldan kaçıp yarım bıraktığımız için sonumuzun böyle olması kaçınılmazdı. neyse Hasan la biletlerimizi Thy dan alıp yola koyulduk. Yüksek sezon olduğu için uçak doluydu ama bizim için hiç önemli değildi ne de olsa taylanda gitmenin bir mutluluğu vardı. otelleri internetten bir önceki sefer gittiğim otellerden (tabiki de bu sefer joiner ücreti olmayanlardan) alıp, bu sefer otel arama işine de girmeden gittik.

Neyse biz Thy uçağından inip pasaport kontrolünden geçtikten sonra bir üst katta iç hatlar terminaline çıkıp phuket e bilet bakmaya başladık. Bilette sıkıntı olmadı aldık bir sonraki uçuşa. Aman şimdi gidecek olan arkadaşlara önemli tavsiyem, özellikle yüksek sezonda, gitmeden internetten uçak biletlerini almaları. Toplam 5 kere gittim phukete hiçbirinde de ilk bindiğim uçak rötar yapar korkusuyla phuket biletlerini almamış, hep havaalanından almış bir sıkıntı yaşamamıştım ki. Fakat geçen sene son gidişimde bilet bulamayıp 1 gece bangkokta mecburi kalmak zorunda kalana kadar. neyse phuket te inince yine doğruca  patong plajına gittik.  bangla road un dibinde 4 yıldızlı pırıl pırıl genelde İngiliz ve ausie (Avustralyalı) lerin kaldığı benimde her gidişimde  kaldığım otele geldik. Hemen yerleşip, dışarı çıktık bir şeyler yedikten sonra, yorgunluğumuzu ve kırgınlığımızı atmak için otelin bitişiğindeki christin’s masaj salonuna gidip sulu masaj yaptırıp phukete hoş bulduk dedik. Bu benim için vazgeçilmez bir ritüel olmuştu artık taylanda gittiğim her seferde otel odasına bavulumu atıp, şort tişört ve terliklerimi giyip doğruca yol yorgunluğunu atmak için sulu masaja giderim. Masajdan sonra bir şeyler yiyip sahili şöyle bir dolaşıp hasan a çevreyi, bangla road u gösterdikten sonra ayak masajı yaptırıp, odalara geçip biraz kestirelim dedim ama demez olaydım (yazının ilerleyen bölümlerinde okuyacaksınız neden olduğunu). Kalktığımda gece 1 buçuk olmuştu. Eyvah geciktim dedim. Hemen hasanın odasını aradım açmadı. Odalar yan yana olduğu için telefonun çaldığını rahatça duyabiliyordum. Cep telefonunu aradım açmadı. Odadan seste gelmiyordu ama bu hasanın Tayland a ilk gelişiydi. Bilgisi benim ona anlattıklarım kadardı gerçi bayağı bir detaylı şekilde anlatmıştım. Hep gitmiş kadar oldum kardeş derdi. Ama ben ilk defa geldiği için biraz paniklemiştim ne de olsa çok temiz kalpli, saf, minyon tipli bir çocuktur hasan ne olur olmaz. Hemen hazırlanıp resepsiyona indim. Otele giriş yaptığımızda orada olan hıyar resepsiyoniste bizim hasan ı sordum, haa o biraz önce çıktı demez mi. Neyse ben topuk hemen bangla road a gittim. Tabii bu arada cepten arıyorum ama açmıyor. Başladım hasan a bakmak için doğru banana disco ya. Giriş parasını verip içeri girdim, içerisi  kalabalık.  başladım mekanı taramaya ama hasan yok. Hasan a bir mesaj attım ‘neredesin kardeş merak ettim, bende çıktım, haber verir misin ‘ diye. neyse orada bulamayınca çıktım.  mc donalds a kapıdan bir bakıp, tiger disco ya  ama şimdiki yeri değil, yanmadan önce Hollywood discoya gelmeden onun hizasındaydı, oraya gittim. Orada bayağı bir dolaştıktan sonra yok bulamadım. Arıyorum açmıyor, tekrar mesaj ‘nereye gittin acil haber ver, çıktım seni arıyorum kardeş’. Neyse oradan da çıktım Hollywood disco ya, kesin buradadır dedim içim den çünkü daha önceki gidişimde favori mekanım olduğunu buradan dışarıya çıkmadığımı ballandıra ballandıra anlatmıştım. İçeri girdim ilk bölümde yok ikinci bölüme geçtim yok ama çok kalabalık. Hemen vip deki bizim işletmeci stefano ve bodyguardlar ın   yanına gidip selamlaşıp sarıldıktan sonra hasan ı tarif ettim ama nereden görecekler. Çıkmadan bir mesaj daha attım ‘acil haber ver neredesin meraktayım, adamı hasta etme kardeş’ diye. Tabii sinir ve endişeyle mesajlar giderek sertleşiyor normal olarak. Oradan yolda dağıttıkları indirim kuponlarından bana da verip, aldıktan sonra seduction a geçtim. içeri geçtim alt kat, üst kat bizim kaçağı aradım ama yok. Yine mesaj ‘eğer bakıpta cevap yazmıyorsan seni si…m, iyi misin bari onu yaz kardeş’ diye. çünkü resepsiyoncu çocuk çıktı diyince  gözler onu arıyor her yerde. ne bir cevap, ne de haber meraktan bende sinir stres had safhada, çıktım fbi bar a da baktıktan sonra nede olsa bu kesin Hollywood disco ya gelir diye oraya gittim, içeriyi dolaşıp bulamadıktan sonra ilk kısım girişteki masalardan birine oturdum viskimi söyledim gelip gidene bakıyorum acaba hasan mı diye. Arıyorum açmıyor  sonra yazdım son bir mesaj ‘ senin ben ta a..a koyayım. Adam bir cevap yazmaz mı iyiyim diye yav..k. gelince seni bi güzel si..cem’ diye tabii samimiyet ve kızgınlıkla. Neyse dört beş dubleden sonra biraz sakinleştim ama ortamla alakam yok sabah 5 e geliyor saat, hasandan ses seda yok, her halde odaya geçti diyorum. biraz etrafa bakıp kalan kızlardan güzel bir tanesinin yanına gidip üç beş muhabbetten sonra 2000 baht diyor, hemen pazarlık dahi etmeden tamam diyip, çıkalım diyorum. Çünkü aklım hala bizim hasan da biran önce otele gidip odasına bakmak istiyorum. Hemen otele gidip hasanın kapısını çalıyorum ama açmıyor, içeriden de seste gelmiyor. Ben de biraz çakır keyif olmanın verdiği rahatlık ve merakla resmen kapıyı yumruklayıp tekmeliyorum, bağırıyorum aç bir kapıyı görüyüm gideceğim diye.

Kapı resmen ayrılıyor ama kilit tutuyor. Koridordan birkaç oda kapısını açıp bakıyor noluyo diye. Bende bir şey yok girin içeri dedim. Ayıp ettik ama ne gelir elden. Zaten hemen ertesi gün utançtan odaları değiştiriyoruz. Neyse vee işte bizim kahraman açıyor kapıyı sonunda ama ne açma bunun surat davul gibi uyumaktan, meğersem jet-lag olmuş kardeşim, cep telefonu da sessizdeymiş. O kadar derin uyumuş ki, kış uykusundaki ayı gibi, (aranızda daha önce jet-lag ı yaşamış olanlar varsa) oda telefonunu  aramama rağmen hiçbir şey duymamış. Biz içeri girdik hemen sarıldım tabii merak ettim diye. Kız da şaşkın. Hasan da demez mi kusura bakma kardeşim hemen hazırlanayım çıkalım diye. La bebe (bizim Ankara da bebe lafı meşhurdur bilen bilir) dedim saat kaç haberin var mı diye ama hala uykulu kardeşim, şakayla karışık biraz tartaklayıp sarıldıktan sonra, ben kızı gösterdim bu kızı sen al, ben giderim yetişirsem başka kız alırım yetişemezsem de almam  bu senin ilk gelişin  dedim. Oda yok kardeşim sen al ben biraz daha uyuyacağım dedi emin misin diyorum ama zaten tek gözü kapalı, gitti yatağa yattı daha kafasını yastığa koymadan horlamaya başladı neredeyse kardeşim. Ben rahatlamış vaziyette, Hasanı uykuya kızı da benim odaya götürdüm. Sabah oldu kız illa bu gece de görüşelim diyip benim telefondan kendi telefonunu çaldırıp benim numarayı aldı. Ama ben teşekkür edip hasanı bahane ederek akşam belki çıkmayız dedim. Zaten yeterdi onunla bir gece çok sarmamıştı bu tatilimde de amacım vur patlasın çal oynasındı yine. Neyse onu kırmadan gönderdikten sonra bizim hasanın odasının kapıyı bir kere daha zorladıktan sonra, hasan kapıyı açtı. Ama yine ne açma abartmıyorum surat olmuş iki tane, gözler görünmüyor öyle şişmiş uyumaktan neredeyse 15 saat kesintisiz uyumuştu. O suratla fotoğrafı var, hasan aradığında o fotoğraf çıkar hala benim telefonda o kadar komik olmuştu suratı. Resepsiyona odaları değiştireceğimizi söyleyip onay alıp, kahvaltıya gittik. Tabii ben anlattım dün gece olanları o da cep telefonundan mesajlara bakınca koptu gülmekten, çünkü mesajların sertlik seviyesi gitgide artmıştı yazarken. Kahvaltıdan sonra jungceylon alışveriş merkezinde biraz gezdikten sonra hasan için giriş katta ikinci bölümde, acil peelingli bir yüz masajı , oradanda alt kattaki klasik masajcılarda bir thai masajı yaptırdıktan sonra plaja gittik. Plajda daha önce geldiğim seferden tanıştığımız alex diye mavi chealse formalı oradaki su sporları tayfasından çocuğu görüp selamlaşıp konuştuktan sonra şezlongdu falan derken hasan la jet ski ye bindik. jet-ski orada tam 45 dakikası 1000 baht yani bizim bodrum ve Antalya daki 5 dakika fiyatına. Bizde çok seviyoruz motorun her türlüsünü. Tabii orada jet-ski ve su sporları yaparken, çok dikkatli olmak lazım. Önceki vurukları siz yaptınız diye yutturmaya çalışıp para koparmaya çalışabilirlermiş duyduğum ve okuduklarıma göre. O yüzden tanıdık muhabbetiniz olan yerden binmenizi tavsiye ederim. Biraz yüzüp orada bizden birilerini görüp takıldıktan sonra otelin arka sırasında second beach road ta yan yana bulunan masajcılardan birine gidip bir thai masajı daha yaptıralım her şey benden ama kızları ben seçeceğim dedim hasan kabul etti. Daha önceki gelişimden gittiğim açık mavi etek giyen kızların olduğu adını hatırlayamadığım mutlu sonlu masaj salonuna gittik. Ben hemen kardeşime çok güzel bir kız kendime orta yaşlarda hafif tombul bi abla seçmiştim. Ben normal masajımı yaptıracaktım ama hasanın ki 500 baht farkla mutlu sonla bitecekti ama onun haberi yoktu. Neyse biz yan yana perdelerle ayrılmış üst kattaki masaj yerlerine geçtik. Hemen hasan a sordum beğendin mi kızı diye. Kız da gerçekten çok güzel.  Hasanın da çok hoşuna gitmişti. Neyse kızlar getirdi masaj havlularını siz hazırlanın diyip aşağıya masaj sepetlerini almaya gittiler. Hemen hasan a dedim şortu falan çıkar sadece masaj havlusunu koy diye oda yok mok dese de yaptı dediğimi. Bende tabi şort mayo benim amaç güzel bir masaj. Kardeşime çalışıyorum ama oda biraz çekingendir ya neyse.

Kızlar geldi odalara girdi. Kız  hasanın şortunu çıkardığını görünce anlıyor herhalde durumu benim kızla konuşup gülüşüyorlar. Hasana şortunu çıkarmana gerek yoktu diyip gülüyor. Hasan tabii yine her zamanki gibi dalga geçtiğimi sanıp bana saydırıyor, madara ettin kızlara beni diye. Bende bekle bir kardeş diyip başlıyoruz benim kızla gülmeye. Benim kızda tam matrak eliyle işaret yapıp duruyor bizde eğlence gırla. Tabii biz güldükçe hasan iyice geriliyor. Bende dün gece aynı senin gibi böyle gerim gerim gerildim nasıl oluyormuş çakal dedim. Neyse benim kıza sessizce sordum bu kız yapar mı diye oda başını evet diye sallayınca. Hemen hasana dedim havluyu at mutlu sona yaklaş diye. Çekindi kardeşim yapamadı falan bende benim kıza dedim diğer kıza söyle başlasın diye. Oda taice diğer kıza bir şeyler söyledikten sonra kız hasana sordu yapıyım mı diye. Tabii bizim uykucu hemen açıldı ve mutlu son. Neyse masaj bittikten sonra hasanla sahil yolunda olan güzel bir balık restaurantına gidip yemeğimizi tıka basa yedikten sonra. Değiştirdiğimiz odalara geçip, duşumuzu alıp biraz kestirelim dedim ama bu seferde uyuyakalırsa diye onun odasının anahtarının tekini ben aldım. neyse gece 11 buçuk gibi sorunsuzca kalktık, güzelce giyinip çıktık. Bangla road a çıktık, içmeye başlamadan mc donalds ta hafif bir şeyler atıştırıp, turumuza banana discodan başladık, hasanı gezdirmek için yoksa gideceğimiz mekân belliydi. Banana, tiger, seduction, fbi bar derken geldik kürkçü dükkanına Hollywood disco ya. Stefano yu görüp bodyguardlara selamla beraber 100 er baht verdikten sonra geçtik vip ye söyledik viskimizi. Stefanoyla önceki gidişimizde bayağı kaynatmış olmanın verdiği iyilikle maytaplar yakarak gönderdi şişemizi sağolsun. Neyse üç beş hoş sohbet biz hasanla başladık mekanı taramaya. Biraz sonra ileride bir şey kutlayan şampanya açtırmış kızları gördüm. İçlerinden bir tanesi çok güzeldi. Hemen radara aldım arkadaşlarını da hasana gösterdim oda beğendi birisini. Tabii bizim fırlama çok iyi bir bodyguard vardı, hep konuştuğum, o gördü kızlara baktığımı. Orada  bodyguardların elinde yeşil lazer ışığı var, gidenler bilir, garson veya diğer bodyguardları çağırmak için, neyse lazeri başladı kızlara tutmaya, kızlar şaşırdı. İşte hangisini beğendin patron diye soruyor. Ben tabi bastım kahkahayı birazda utanıp, dedim ben hallederim çok sağ ol diye. Ben biraz kesiştikten sonra hemen masalarına gittim. Tanıştık benim kızın adı sonya idi arkadaşının doğum günüymüş onu kutluyorlarmış.  iki hoş sohbet muhabbet bir şeyler içme bahanesiyle bizim masaya çağırdım. Kabul ettiler. Böylelikle patti gibi yine uzun süreli hala da görüştüğümüz bir arkadaşlığa adım atmış olduk. Sonya şimdi Norveçli birisiyle beraber larvik,  norveçte yaşıyor. Hatta norveçten Antalya ya gelip beraber tatil bile yaptık daha sonraları tabii o zamanlar erkek arkadaşı yoktu. Neyse kızlar geldi sohbetti danslardı iyice bir birimize alışmıştık.  Hasan jet lag etkisinden yavaş yavaş kurtuluyordu onun kızın adı vicky ve tam boyu boyuna ve güzel bir kızdı. sonya gerçekten de çok güzeldi, 175 boy açık ten, İngilizce süper, bayağı bir hoşuma gitmişti. O yüzden bende o da çok içten davranıyorduk. Neyse eğlencenin dibine vurup kalktıktan sonra doğruca otele odalara gittik. Otel bangla road a yürüme mesafesindeydi. Oda da önce o, sonra ben duşa girdik. Ben duştan çıkınca, sonyada çizikleri görüp pattiyle aynı tepkiyi verip biraz korktu ama bende açıklama yaptıktan sonra iki kadeh bir şeyler içip birbirimizi daha iyi tanımak için sohbete başladık . Anlatmaya başladı, aslında  Bangkok ta yaşıyormuş. Birkaç sefer manken olarak katalog çekimi yapmış hatta, ama şimdi bir şirkette çalışıyormuş yeni ayrılmış. Şakayla karışık inanmayınca Cep telefonundan mankenlik fotoğraflarını gösterdi, çokta şaşırmadım cidden çok güzeldi çünkü. Burada bizim hasanın kız arkadaşı Vicky ile anne tarafından kuzenlermiş. Onunla birlikte kalıyorlarmış.

Vicky bir buçuk senedir phuket te çalışıyormuş. Sonya da geleli bir ay olmuş ama daha önceleri de gelip gitmiş yani bilmediği yer değilmiş. Teyzesinin karon plajında evi varmış ve  Norveçli birisiyle evliymiş. Zaten sonya norveçe de daha sonraları teyzesi sayesinde gidecekti.  Yani öyle acıklı bir hikayesi yoktu sonya nın ama çok zorluklar yaşamış, annesini erken kaybetmiş ve cidden çok içtendi hemen gözlerinden belli oluyordu. İstediği beğendiği kişilerle beraber oluyormuş kendine burada yaşamasına yetecek parayı kazanmak için. Neyse bende kendimden biraz bahsettikten sonra yine sanki uzun süredir birbirimizi tanıyormuş gibi çok samimi bir maça çıktık. Sabah maç artı duştan sonra hep beraber hasan vicky kahvaltı yaptık. Kahvaltıdan sonra ayrılırız diyip çantasına parayı koydum ama sonya bırakmadı  bugün hep beraber gezelim dedi. Şaşırdık tabiki de kabul ettik. Biz otele onlarda üstlerini değiştirmek için kaldıkları yere gitti. Sizi otelden alırız dediler. Bizde bir sevinç hemen hazırlanmak için odalara gittikten yarım saat sonra odanın telefonu çaldı arayan sonyaydı resepsiyonda bizi bekliyordu ama tek başına vicky çok yorgun olduğunu söyleyip müsaade istemiş. Bizde üçümüz gezeriz diyip çıktık dışarı. Sonya nın ufacık bir arabası vardı Toyota yaris. Ben tabii orada kızlarla genelde motora binmeye alışık olduğum için araba çok iyi olmuştu üçümüz için. O zaman anlamıştım sonyanın anlattıklarının gerçekliğini. neyse bindik istersen sen kullan dedi bende ne kadar araba delisi olsam da hem sağdan direksiyon hem de yol iz bilmediğim için teşekkür ettim, beraber doğru kata plajına götürdü bizi. Sakin bir plajı vardı patong plajı kadar hareketli değildi. Denize girip, biraz muhabbet, gırgır şamatadan sonra, hep beraber yemek yemeye gittik. Sonya bizi gayet güzel bir balık lokantasına götürdü böyle salaş ama yemekleri çok lezzetliydi, yemeğimiz bittikten sonra hava kararmak üzeriydi. Dönerken sonya sizi teyzemle tanıştırmak istiyorum diyip, başladı teyzesine doğru sürmeye. Ben tabii biraz çekinip, gerek yok falan dediysem de dinletemedim. Geldik teyzesinin karon plajındaki evine ama ne ev, sahile çok yakın dubleks evlerin olduğu bir sitede gayet şık bir ev. teyzesi Norveçli eniştesiyle altı ay burada altı ay larvikte kalıyorlarmış. Garajına girdi bizde hasan la komedi bir şekilde sanki kız istemeye gelmiş gibi bir ciddiyet bir heyecan sormayın. Neyse bu kapıyı çaldı açan yok. cepten aradı dışarı çıkmış teyzesi. Yandaki komşuyla bir şeyler konuştuktan sonra biz otele geri döndük. Odaya çıktık bir duş sonra bir  maç, sonya üstünü değiştirmek için , akşam için sözleşip gitti. Bizde hasanla çıkıp ayak masajı yaptırıp, alışveriş merkezinde poligona gidip birkaç el ateş edip biraz dolaştıktan sonra odaya gelip biraz kestirdikten (hasanın oda anahtarı hala bende tabii ne olur olmaz) sonra duş alıp akşam için hazırlandık ama bende pattiyle geçirdiğim günlerdeki gibi bir heyecan. İşte o zaman anladım sonyayla daha çok görüşeceğimizi. (bir sene sonraki Bangkok a gidişimde, o zaman bangkokta bir şirkette çalışmaya başlamıştı, her gün beraber onun evinde kalacaktık.) neyse Hollywood a gittik kızlar orada ama sonya nasıl güzel olmuş,  gayet şık  süper mini bir elbise altada giymiş yüksek topukluları boy olmuş 1.85  benimle aynı boya, göz göze gelmiştik. Kısacası çok güzel olmuş ağzım açık kalmıştı. Biz söyledik viskimizi  dördümüz eğleniyoruz. Arada tabii bodyguardlar ve garsonlarla da şamata onlarda kızları önceden tanıdığı için sempatik ve samimi bir şekilde eğleniyoruz. Benim dün gece beraber olduğum kız aşağıda, sürekli mesaj atıyor ama bende nedense sonya ya söylememiştim kızı. Derken iki yan masaya nereli olduklarını anlamadığım avrupalı bir grup geliyor dört erkek, bunlarda hayvan gibi hareketler garsonlara işte oradaki kızlara falan, Vip deyiz ayağına hayvan gibi davranıyorlar, bana sanki mekanı satın aldı hırtolar. Orada vipde olmak içinde bir şişe açtırmak yeterli oda en ucuzu 1600 baht olan votka açtırdılar yani kişi başı 400 bahta kral kesildiler  mekana. bu arada gidecek olanlar,  bence hiç uğraşmayıp en güzeli şişe açtırıp tıklım tıklım mekanda vip ye geçmek. Baktınız şişe bitmedi mi, garsona söyleyin yazdırın isminizi. Bir sonraki gün kaldığınız yerden devam edin. Bizim stefano bizim masaya arada garsonlarla maytap yaktırıyor işte lolipop, oraya has içi beyaz fındık büyüklüğünde bir meyve( giden bilir o meyveyi adı aklıma gelmedi) gönderiyor sagolsun. Bunlara ikram falan olmadığı için bozuluyor, iyi de oluyor andavallara. Bunlarla aramızdaki masaya bir grup daha geliyor kızlı erkekli. Biz hasanla konuşurken kızlı erkeli gruptan 50 li yaşlarda bir abi geliyor, başlıyor bizle Türkçe konuşmaya biz şaşırıp hemen sarılıp, tanışıyoruz. Adı Şerafettin (biz ve oradaki herkes şerif diyorduk) olan abimiz aslen Eskişehirli olup, Avustralya sydney de yaşayan orada spor salonu olan gayet kafa dengi dünyada gezmediği ülke kalmamış, taylanda her sene düzenli olarak iki kere gelen güzel bir abimiz. Neyse kızlarla dans eğlence derken, dört erkeğin olduğu masadan bir çocukla, bu şerif abimizin olduğu masadaki bir çocuk arasında yumruklaşma oluyor bizim sıra karışıyor ben hemen kızlarla hasan ı arkama almaya çalışırken bodyguardlar olaya müdahil oluyor. Bizde tam arada kaldığımız için sağ olsun orada sürekli şakalaştığım bodyguard hemen bizim kızları ve hasanı çevreliyor. Diğer bodyguardlar da o dört bebeyi karga tulumba arada tabiki de tai-boksun özelliklerini de göstererek hatta olayı başlatanın dudağı dişinden geçmiş vaziyette bu vip nin arka sol köşesinden (gidenler görenler bilir) arkaya küstürme odalarına aldılar çocukları.

Zaten çoktan haketmişlerdi. Üç kuruş parayla kendini kral sananlar, yumruklarla millete soytarı olmuştu. Ben üçüncü sefer geldiğim taylandta ilk defa böyle bir olay (maalesef son olmayacaktı) görmenin vermiş olduğu şaşkınlıkla  hemen hasan ve kızlara baktıktan sonra şerif abiye bakacaktım ki o bizim yanımıza geldi.’ Bir şey var mı çocuklar’ diye. Bizde de onlarda da çok şükür bir şey yoktu zaten onun grubunun geri kalanı ausie gençler ve taylandlı kızlardı. Biz tabii Türk ve Angara bebesi olarak böyle şeylere hepimiz kadar çokta alışıktık. Sağolsun ülkemizdeki gece mekanları ve eğlenmesini bilmeyen abicikler sayesinde bu tip olaylara karşı bağışıklık sistemimiz gayet sağlam ülkece. İki dakika sonra zaten eğlenceye kaldığımız yerden devam ettik tabi ki de şerif abinin grupla iç içe kaynaşarak. Çünkü şerif abi zaten abiliğini ve mertliğini olaydan hemen sonra yanımıza gelerek daha da önemlisi merak ederek göstermişti zaten. İnsanımız nerede yaşarsa yaşasın damarlarımız aynı. Ben tabii kızları ve hasan ı korumaya alan benim bodyguard ı çağırıp 500 baht verdim. Bu tabii afalladı ama ben sadece o hengâmede bizi düşündüğün için dedim. İnanın sonraki günler ve gelişlerimde wc ye bile bodyguardla gitmenin nasıl bir his olduğunu sayesinde anladım. neyse eğlence gırla devam etti. Oradan çıkışta hep beraber bir şeyler atıştırmak için bangla road un karşısında bulunan tıklım tıklım olan lokantalardan birine gittik. Sohbet muhabbet derken yarın yine Hollywood disko da görüşmek üzere şerif abilerden ayrıldık. Odamıza geldik. Sonya duşa girdi ama nasıl bir güzellik sonra beni çağırıp ıslak zeminde başlayan maçımızı kuru zeminde de devam ettirdikten sonra sabahlar olmasın diyip uyuduk. Sabah maç sonra duş sonrada hep beraber kahvaltıdan sonra buluşup plaja gitmek üzere ayrıldık. Ayrılmadan önce  sonyaya (gitmeme iki gün daha vardı) bu son iki günümde de benimle beraber olmak ister misin dedim. Cidden çok sıcakkanlı ve güler yüzlü bir kızdı hani içinde hiçbir kötülük yok dediğimiz insanlar olur ya onlardandı, sevinçten hemen boynuma sarılıp eşyalarımı alıp geliyorum dedi. Bende ne biliyim plaj eşyaları sandım meğerse kıyafet ve bakım eşyalarını alıp geldi kızcağız. Benimle hasan şaşkın, neyse odaya yerleştik, balayı çifiti gibi olmuştuk her daim beraber. Neyse patong plajına gittik bu sefer, hava biraz kapatınca odalara geçtik maçtı muhabbetti derken masaja gidelim dedim. Sonya siz hasanla gidin ben biraz uyuyacağım sizi de gelince çok güzel bir restaurant a götüreceğim diyince biz hasanla çıktık. hasan ın kız arkadaşı vicky de kendi kaldığı odasına gidip akşam için hazırlık yapacağını söyleyerek ayrıldı. Bizde bir ayak masajı ardından yarın için, ben daha önce gitmiştim ama hasan için on kere daha giderim o ayrı, Phi-phi adası turu aldık iki kişilik. Kızlara sormuştuk önceden onlar istememişlerdi.  Neyse onu da hallettikten sonra odalara gidip akşam için hazırlandıktan sonra sonya  arabasıyla patong plajını kuş bakışı gören, dağ yamacında olan gerçekten çok güzel ve nezih bir restaurant a götürdü.

Fiyatlarda gayet makuldü. Yemeğimizi yiyip iki kadehte içince bizim hasan kardeşimizin jet-lag olayı yine patladı. Gözünü açamıyor kardeşim , sürekli bir esnemeler ağzı kapanmıyor. Bizimde gülmekten kapanmıyordu. Kedi gibi olmuştu hasan. Sonra vicky sonya yı arayıp malum günlerinin başladığını akşam gelemeyeceğini söyleyip kapattı. Zaten bizimkinin canını minnet bıraksak orada uyuyacak kardeşim. Otele dönüp hasanı yatırdıktan sonra,biz sonyayla odaya uğradıktan sonra ilk bir tiger a uğrayıp yarım saat kaldıktan sonra doğru Hollywood disko ya. Millete selam verip geçtik vip ye söyledik şişemizi. Biraz sonra sonyanın bir arkadaşı aşağıdan geldi sonyayla konuştu. Sonya da uzun zamandır görmediği bir kız arkadaşının geldiğini onu görmek için aşağıya ineceğini söyleyince bende sen gitme onlar gelsin hem hep beraber takılırız dedim. Bu inanamadı tabii, ciddi misin falan bende tabii ki de  lafımı olur dedim sonra bu hemen sarılmalar öpmeler arkadaşlarını çağırdı. İki kız bir oğlan geldiler. Uzun zamandır görmediği arkadaşı yine taili bir oğlanla evlenmiş onunla beraber tatile gelmişler. Ama bir görseniz bunlar çok çekingen, sevimliler ellerindeki içki bitince bizim şişeden içmeye utandılar. Bende saçmalamayın dedim hemen bizim oradaki bıcırık garsonu çağırdım (gidenler bilir bu garson hala orada çalışıyor 1.40 boylarında çok zayıf sevimli bir kız ağızında sürekli lolipop) bardak için. ve tabii bunlar güzel anlarımızdı yani fırtına öncesi sessizlik zamanları. Birazdan şerif abilerde cümbür cemaat gelip yanımıza oturdular. Onunla da iki hoş sohbet, dans falan hatta cumhur abiye de sonyanın yanımıza gelen phukette yaşayan arkadaşını ayarladık. Eğleniyorduk hep beraber. Eğleniyorduk diyorum çünkü,  cumhur abi kalkmadan hemen önce bir fotoğraf çektirelim hatıra olur dedi. Kızlarla hep beraber çekildikten sonra cep telefonunu sonya ya verdi fotoğrafımızı çekti. Bende benim telefonu verdim birde ondan çeksin diye, hay vermez olaydım. Telefonu eline aldı cart mesaj ilk günkü kızdan. Bu mesajı bir gördü başladı ağlamaya sanki kırk yıllık karım gibi. İşte sen beni aldattın falan ama nasıl bir ağlama anlatamam hıçkıra hıçkıra inanın. Ben sonya yı sakinleştirmeye çalışıyorum ama yok acayip ağlıyor herkes şokta ortamın içine ettik. Asıl bomba, bu koşarak mekândan çıktı ben tabii sinir stres peşinden çıktım bunu bangla road da ileride yakaladım ama nasıl ağlıyor konuşmaya çalışıyorum yok diyor ben gidiyorum diyor. Bangla road un ortasında hıçkıra hıçkıra ağlayan taili çıtı pıtı güzel mi güzel  bir kız yanında da benim gibi bir yarma. Dedim şimdi piyango yu vururum der demez piç bir tane sarı Fransız yanında onun gibi bir tane daha dallama, geldi sonyayla konuşmaya çalışıyorlar ne oldu falan diye. Ben zaten sinirliyim şalter atmış dedim faklı maklı ne kadar küfür varsa Türkçeyle karışık saydırıyorum bunlara. Bizim sonya hanım hele şükür sustu ama bu seferde ben susmuyorum.  Ben girecem bu dallamalara ya hep ya hiç, ya alırım ya veririm, bir kere restleştik ibnelerle, versem bile birini indiririm diyorum kaç yıllık lisansım ve o kadar  yumruk ve dayak yemişliğime güvenip en azından çünkü ama işte kısmet diyorum ve hep iyi niyet. İlk gün geldiğimizde patong plajında hasanla takılırken orada üç tane gurbetçi Türk kardeşimizle tanışmıştık. Onlarda ilk defa phuket e gelmişlerdi. Benim ikinci gelişim olduğu için ben ne biliyorsam masajcısından, yemek yenecek yerlere, kızlara, mekanlara kadar dilim döndüğünce bayağı uzun süre anlatıp sohbet etmiş gülüp eğlenmiştik. Kısmet işte iyi her zaman iyi ya şansımıza Onlar görüp geldi sağ olsunlar, hayırdır abi diye. bu dallamalar hemen debriyaja basıp geri vitese taktılar. Yok işte şöyle böyle, ortada sonya tamamen şaşkın neye üzüleceğini şaşırdı. zaten geriye takmasalar da bir şey olacağı yoktu her zaman sakin ve kontrollü olmak lazım yurtdışında tabii ki damara basana, ilk hareket onlardan gelene kadar onun dışında hulk a bağlamanın anlamı yok.  Benden önce zaten bizim çocuklar atlayacak o kadar candanlar yani. Türk heryerde Türk başımız sıkıştığında hiç tanımasak bile birbirimizi hemen neyimiz var yok ortadayız hemen. Neyse bu uyuz sinyor dallamasyoneler hemen özür dileyip topuk. Ben bizim çocuklarla sarılırken, bizim sonya hanım başladı yine ağlamaya haydaaaa. Çocuklara kısaca anlattıktan sonra yarın Hollywood da buluşmak üzere ayrılıp, bizim sonya hanımın koluna girip otele doğru yürüyoruz. Odaya girdik hala ağlıyor.  Tabii hıyarlarla tartışmanın sonucu ne çakırkeyiflik ne de rahatlık kaldı kafam bildiğiniz açıldı ve benim o an vücudumun pek çalışmayan bölgesi olan beynimin çalışmasıyla, işte ilk gün seninle tanışmadan önce hasanla öğleden sonra klasik masaja gittik oradaki kız telefonumdan telefonunu arayarak almış numaramı diye söylüyorum. Bu bir inanır gibi oldu sustu sonra sen yalan söylüyorsun, butterflysın diye tekrar başladı ağlamaya. Bende diğer kıza hiç cevap yazmamıştım gerçekten. İnanmıyorsan bak dedim telefonu gösterdim, bir tane bile cevap yazmadım dedim. Bu aldı baktıktan sonra kızı arayacağım demez mi.  Bende saçmalama, yalan söyleyebilir diyip telefonu almamla mesajları ve diğer kızın numarasını silmem bir oldu. Eğer bana inanmıyorsan ben bu gece  hasan la kalayım sen tek başına kal. Yarında nasıl istersen öyle yap deyince. Biraz biraz inanmaya başladı ama benimde içim içimi yiyordu kızcağızı bu kadar üzdüğüm için ama yalan yok zaten her şey onu tanımamdan önce olmuştu zaten. Hemen viskileri koydum odada birkaç kadeh içip barıştıktan sonra. Ben  hatırım için güler misin diyip sarılırken bende bayağı bir hareketlenme oldu bunu gören sonya bastı kahkahayı, iyi ki hasanla kalmadın bu akşam diyince bende koptum tabii. Başladık maça, küsüp barıştıktan sonra barışma maçlarının derbi havasında geçtiğini hepimiz iyi biliriz. Son yılların en çekişmeli derbilerinden birini yaptıktan sonra saat 6 buçuk olmuştu bile. Ben 1  saat sonra phi-phi adası turuna katılacak olmanın vermiş olduğu mutlulukla, gerçi çok hak etmiştim bu kızı üzmekle ya neyse, vurdum kafayı yastığa. 1 saat sonra hasan aradı hadi kahvaltıya diye. tabii garibimin bombalardan haberi yok o gayet huzurlu bir şekilde jet-lag ını yaşıyordu kardeşim. Hasana dedim sen kahvaltını yap lobide buluşalım. Bende hemen kendimi buz gibi soğuk suyla duşa attım. Çıktım bizim sonya hanım huzurlu bir şekilde uyuyor tabii bunu öpüp canın ne çekerse resepsiyona söyle yeter dedikten sonra çıktım.

Neyse turdan geldiler aldılar minibüsle, ben hasana anlattım olanı biteni bu jet-lagli çakal, gülmekten kırılıyor, biraz minibüste uyuduktan sonra bindik sürat teknelerine. Sürat teknesinde bir insan uyur mu, bal gibide uyur derim örnek ben. Koydum kafamın altına can yeleğini. Mışıl mışıl maymunlar adasına gelene kadar uyudum. Neredeyse şnorkelle yüzerken uyuyacağım o kadar. Neyse turu bitirip geldikten sonra odaya çıkmadan hasanla alışveriş merkezine gidip hem uyku eşliğinde ayak masajı yaptırdık hem de sonya ya güzel bir hediye aldım. odaya gittiğimde sonya tv izliyordu. Girer girmez sonya ya hediye kolyesini verdim. Kolyenin ucunda ne vardı , tabii ki kelebek. Bu başladı gülmeye çünkü dün gece, gece boyu sen butterflysın diyip durdu güzellik.  Baktım masum masum gülüyor hemen saldırgan bir atak yaptım ve maça başladık ama nasıl içten. Neyse maçtan sonra duş ve  hasana da haber verip biraz kestirdikten sonra enerjiyi doldurmuştum. Hasanı da arayıp gece için hazırlanmaya başladık. Sahil yolundaki güzel balıkçıların birinde bir şeyler yedikten sonra Hollywood da beraber son gecemize gidiyorduk. İkimizde de biraz hüzün vardı. Neyse gittik mekana hep beraber , mekanda dünkü bizim Türk çocuklarda gelmiş aşağıda eğleniyorlardı, onları da hemen çağırdım. Şerif abilerde gelmiş büyük bir grup olmuştuk. Ama herkes nasıl samimi, bodyguardlar, garsonlar , açtırdığımız şişeler iç içe sabaha kadar eğlendik. Eğlence bittikten sonra herkesle, bodyguardtan garsona kadar tek tek kucaklaşıp ayrıldıktan sonra otele geldik. Sonya aynı patti de olduğu gibi ayrılacağımız için çok üzgün. Bende üşenmeden sıkılmadan bizim için yaptığı her şey için teşekkür edip, son maçımızın başlama düdüğünü çaldım. Dediğim gibi son maç olduğu için iki tarafta çok baskın ataklar yaptı. Uyanıp hızlı bir rövanş maçından sonra duş alıp çıktık. Bizi üşenmeden havaalanına bıraktıktan sonra sonya ile sıkıca öpüp kucaklaşıp çantasına bir miktar para koyduktan sonra onu ağlayan gözlerle hiç istemeden de olsa  bırakıp vedalaşıp ayrıldık. Dediğim gibi bu onu son görüşüm değildi. Uçağa binip,  hasan la pattaya maceramıza adım attık. Kitty de o zamanlar hala pattaya daydı, patti de yeni evlenmiş ve kocasıyla bangkokta yaşamaya başlamıştı. Uçakla giderken sonyadan ayrıldım diye hem hüzünlü, hem de kitty le de görüşeceğim için sevinçliydim. Pattaya ya geldiğimizde doğruca walking Street in sonunda bulunan otelimize geçip bavulları attıktan sonra doğruca walking streete dolaşmaya çıktık ama daha saat 17.00 olduğu için sadece beer barlar açıktı, hasana oraları da anlatıp, sokakla hasret giderdikten sonra doğruca masaj yaptırmak için yeni ve son favorim olan health land masaj salonuna. Buradan gidecek olan arkadaşlara da öneririm, biraz uzak ama bangkokta bir çok, pattaya da bir şubesi olan klasik masaj salonları zinciri. Tabii bizim teyzelerin olduğu salona da iki defa gittik, kaynatmak ve hasana göstermek için.  Neyse masajlarımızı yaptırdıktan sonra bir şeyler atıştırdık, oradan doğruca otele biraz dinlenip (tabii yine hasan ın odasının anahtarının teki bende, ne olur ne olmaz jet-lag bu, her an yeniden bastırabilir) geceye hazırlanmaya. Hasan la çıktık, etrafı biraz dolaşıp hasan a pattaya yı yerinde anlattıktan sonra, kitty ye sürpriz yapmak ve onu görmek umuduyla artık popülerliği bitmiş okeye dönmekte olan tonys e girdik.

Hasan ı bir masaya oturtup içkilerimizi söyledikten sonra ben başladım mekanı dolaşmaya kitty yi görmek umuduyla. Ve işte kitty tam karşımdaydı yanındaki kızlara hararetli bir şekilde bir şeyler anlatıyordu. Arkadan yanaşıp hemen sarıldım, diğer kızlar şaşkın, kitty şaşkın çırpınıyor. Arkasını dönüp beni görünce bir çığlık, sımsıkı sarıldı gayet içten bir şekilde. İşte delisin, inanamıyorum niye haber vermedin geleceğini dedi. Bende her zamanki gibi sürpriz adamıyım, seni şaşırtmak istedim, dedim. Cidden de çok şaşırmış ve gözleri dolmuştu. Masada 4 kız vardı. Kızlarla beni tanıştırdıktan sonra kittynin yanında oturan adı ousa olan kız yoksa o Ali mi dedi. Bende bir şaşkınlık nasıl yani derken kitty de evet demez mi işte size Ali dedi. Diğer kızlar tanımıyordu ama kitty, patti gittikten sonra ousa ile aynı odada kalmaya başlamış ve kendi aralarında daha önce kitty bizi anlattığı için gayet iyi tanıyordu. Neyse kızların hepsini aldım hasanla benim masaya geldik. Hasan da kitty yi daha önceden anlattığım kadar ve fotoğraflarından tanıyor. İçkiler muhabbetler konuşmalar derken hasan ousayı çok beğendi ve hemen yakınlaştılar zaten. Bende kittyyle muhabbetten kızlara bakamamıştım. Masadaki muhabbet çok iyi, herkes mutlu.  Derken masadaki kızlardan birinin erkek arkadaşı olan Türk bir arkadaşımız yanında tam bir dallama olan arkadaşıyla geldiler. Çocuklardan kız arkadaşı olan  iyi bir çocuk ama diğeri daha ilk görüşte anladığım gibi tam su katılmamış (daha sonra suyunu kattılar ama merak etmeyin) biri. Bunlar İstanbullu bir elektrik firmasının işte çok satış yapanları bayii gezisi diye getirdikleri iki elektrikçi. bu dallamanın adı da baran, istanbulda elektrikçiymiş. Neyse bu baran baktı ben kittyle kaynatıyorum, sona kalan dördüncü kızla çat pat bir şeyler konuşmaya. Herkes eşini bulmuş, ben tabii kityyle dostça ne de olsa eskiden bizim kuzenin manitası ve de en önemlisi pattinin en yakın arkadaşı ve akrabasıydı kitty. Benden önce o zaten öyle bir şey istemezdi. Neyse iki muhabbetten sonra, tonys zaten sarmamıştı, ben kalkın hadi mixx e gidelim dedim. Bizim elektrikçiler sadece kendi içtiklerini, kendi kız arkadaşlarınınkini bile vermeden, kalkmaya çalıştılar  bizde onun üstüne  masa hesabı bizden olsun dedik hesabı istedik. Zaten 4 bira içtiler lafı olmaz ama kız arkadaşlarının içtiklerini vermek istemeyip, kızlar kendi içtiklerini ödemeye kalkınca benim ayar biraz bozuldu yoksa helali hoş olsun hiç sıkıntı yok. Hesabı ödeyip üstüne yüklü bahşiş (benim bu bahşişlerimdeki amaç o kızlar her zaman o mekanda olduğu için, bir nebze de olsa biz gittikten sonrada mekanın kızlara saygı göstermeye devam etmesi) bırakınca, ousa şaşırıp kitty ye niye bu kadar bıraktığımı sordu. Bende hiç unutmam çünkü kitty söylerken çok tatlıydı ve sonraki mesajlaşmalarımızda bayağı bir dalgasını geçmiştim. ‘that s ali baba, everything can happen’ diyip içten sarılmaz mı. Kızlar herkes koptuk gülmekten. Kalkmadan bu baran dallaması o konuştuğu kıza direk fiyatını sormuş. Kızda gayet normal bir fiyat olan 1500 baht demiş. Kızda gayet güzel çıtı pıtı. Bu dallama demiş mi 800 baht ve de odada turdan başka bir erkekle iki kişi kalıyorlarmış, bu fiyata üçlü yapalım demiş mi andaval.(pazarlık iyide bu çok abarttı cidden o kadarda değil. O paraya 60 yaşında teyzeleri zor halledersin, 20 lik çıtırlar imkansız.) Daha kız bir daha konuşmak istemedi çocukla ondan sonra. Ben işte o zaman biraz anladım bu iş bilmeyen ve gayet kaba vatandaşlar sayesinde maalesef bize bakış açıları her geçen gün değişiyor, bunlar azınlıkta olmasına rağmen geri kalanlarımızın hepsini etkiliyor bu tür davranışlar. Karşımızdaki ne olursa olsun bir bayan, ne onlar ne de biz her istediğimizle beraber olmak zorunda değiliz ne de olsa. Olursa olur olmazsa olmaz mantığıyla bakıp zaten tatile gelmişiz o kadar işin gücün stresin arasından, eğlenmeye devam etmeliyiz, kasmadan , yakıp yıkmadan, biraz insan olmayı deneyerek.  Neyse çıktık mixx e gidiyoruz yolda diğer çocuk kız arkadaşını aldı bu barana da şakayla karışık saydırdıktan sonra ‘ abi ben gidiyorum, bana müsaade, her şey için teşekkürler’ deyip kız arkadaşıyla ayrıldı. Biz kaldık 3 erkek, 3 kız, mixx e gidiyoruz. Hasan da ousaya iyice sardırmış, gayet iyi anlaşıyorlardı. Bende kittyle konuşurken diğer kız geldi, kitty ye bir şeyler söyledi. Ben ne olduğunu sorduğumda kitty, önce sakin olacağıma söz aldıktan sonra başladı  baranın yaptıklarını anlattı. Baran sapık sapık şeyler söylüyormuş kıza , kızda kibarca istemiyorum dedikçe bu dallama bastırıyormuş. Kız konuşmak bile istemiyor. Ben tabii kıpkırmızı oldum utançtan, bir şey diyemedim.

Neyse kızı aramıza aldım. baran arkadan geliyor. Neyse geldik mixxin oradaki asansöre . Asansörü bilen bilir 10-12 kişi rahat biner asansöre. Biz beşimiz girdik, bizim kitty tabii mixx vip kartı var, bodyguardı da tanıyordu taice bir şeyler söyledi. Bodyguard eliyle kapıyı kapatarak, asansöre bizden başka kimseyi almadı. bu bizim dallama baran kaldı. Kızlar bir koptu asansörde gülmekten. Kitty de bana dönüp hep sen yapacak değilsin birazda ben olay yapıyım dedi. Bizde yarıldık hasanla. Neyse böyle sorunsuz çözmesi benimde hoşuma gitmişti ama daha bitmemişti malesef. Neyse mekana girdik, kittynin vip indirim kartı eşliğinde şişelerimizi söyledikten sonra başladık eğlenmeye.  Mekan tıklım tıklım, adım atacak yer yok o ilk kısmında. Derken 15-20 dakika sonra bu dallama baran gelmesin mi. Sizi çok aradım abi diye. ben de artık dayanamayıp öyle bir şey olmasa da ‘sen gelmeyince, ben senin kızı da ayarladım. Kitty, ben , o üçlü yapacağız bu akşam. Bir sıkıntı var mı ’ dedim. O tabii bir an bi şaşkınlıktan sonra, ‘iyi abi ben bir bardak viski içiyim kaçıyım diğer kızlara bakıyım’ demez mi beleşçi. Bende iç aslan içebildiğin kadar diyip başladım iki kızla takılmaya, kızlar mutlu ben mutlu. Bu da sağı solu kesiyor. Baktı yan masaya çıtırlar ama oğlanlarda var. Bu tabiki de hedefi yine yanlış seçerek yan masaya yönelmez mi. Heriflerin bir tanesinin kızıyla başladı konuşmaya. Ben içimden diyorum bulduk kaybetmezsek diye ama hasan var yanımda onu da riske atmak istemiyorum. Tam bir şeyler kopacak derken kız baranı iterek küfürler saydırıyor içkisini baranın üstüne döküyor buda kıza vurup itmez mi. Derken ortalık savaş alanı bodyguardlar tepemizde yan masa devrildi. Bodyguardlar barana burun ameliyatı yaptıktan sonra, ben her ne kadar içimden gelmeyerek te olsa çocukta bizden diye karışmak istedim bodyguardın tekinin kolundan tuttum, yan masadaki diğer çocuklara bağırdım. Kitty de canım nasıl sarılıyor bana nolur sakin ol diye, cidden çok mert korkusuz bir kızdır. Ama beni orada önceki gelişimden tanıyan ve içeri girerken tekrar sarılıp konuştuğum bodyguard, hemen yanıma gelerek aman patron sen karışma, sadece dışarı alacağız başka bir şey yok söz  diyip bizi koruma altına aldı hemen sağ olsun. Eğer isteseler beni de hasanı da lime lime edip öyle çıkartabilirlerdi ama dediğim gibi eğlencemizi ve insanlığımızı görüp bize dokunmadılar bile. Bende daha sonra kaşınanı kaşırlar hem ne olursa olsun karşındaki içki de atsa küfür de etse bir bayan ve ne bizim örf ve adetlerimize ne de insanlığa sığar ona vurmak diye düşündüm. Buda baranı son görüşüm oldu. Hasan tabi ilk defa böyle bir şey görüyordu taylandta. Benimde zaten son görüşüm olmuştu. Daha sonra gelmelerimin hiç birinde böyle olaylar yaşamadım. Ben biraz gerilmeme rağmen ama bu olaylara bağışıklığımız sağlam olduğundan hasanı ve kızları düşünüp 2 dakika sonra eğlenceye kaldığımız yerden devam ettik tabii bizi koruyan bodyguard ı gördükten sonra. Oda sağ olsun gece boyu masanın yanından ve civarından ayrılmadı. Orada  İnsana insan gibi davranırsan oda sana insanlığını gösteriyor ne de olsa. Hasan ousay la bayağı bir kaynatıyor. Diğer kızda gece boyu bana teşekkür üstüne teşekkür, kitty ve ben hem birbirimizi gördüğümüze sevinip, hem de eski günleri konuşup eğlenip efkârlanıyoruz. Eğlencenin dibine vurup oradan çıkıp bizim eskiden yemek yediğimiz yere giderken ben Uğur abinin kız arkadaşını soruyorum hemen gözleri ışıldıyor onu arıyor gelmesi için. O kızcağızda oradaki beer barların birinde dansçı olarak çalışmaya başlamış.

Daha işi bitmemiş giderken yolumuzun üstünde ona da uğradık. Bir birimizi görünce sarıldık ve duygulandık tabii aklıma hemen uğur abi geldi oda şehir dışında olduğu için yüz yüze görüşemiyorduk ama hep telefonlaşıyorduk 6 aydır. Neyse biz hemen fotoğraf çektirip uğur abiye gönderdim. Gelmeden söylemiştim zaten uğur abiye uğrarım diye. Uğur abinin de selamını iletip kızla kucaklaşıp ayrıldıktan sonra , hasan yoldan bir demet gül aldı ousaya. Senin taktiği uyguluyorum kardeş diyor, çakal Angaralı. Yemeklerimizi yiyip, kitty ve diğer kızla yarın gündüz görüşmek üzere sözleşiyoruz, kitty yarın bizi otelden alıp beraber mercan adasına plaja gidelim gün boyu takılalım diyor. Bizde tabiiki diyip, kittyle diğer kızın çantasına çaktırmadan 2000 baht koyup ayrılıyoruz. Kitty benim yüzümden, diğer kızda o bebe yüzünden bugün müşteri yapamamışlardı ve nede olsa çalışıyorlardı diyip, hem de bu baranın yaptığı terbiyesizliği biraz hafifletmek istemiştim. Gerçi yarın kitty den ciddi ciddi afilli bir fırça yiyecektim ya neyse. Hasan ousayla iki aşık gibi ben de sap gibi otele gittik. Tabii eski günleri ve sonya yı düşünerek gayet mutlu mesut şekilde. Bu sefer ben yedeklerdeydim hasan kardeşim maça çıkıyordu.

Ertesi gün öğlen 12 de kitty mesaj attı 1 saat sonra oradayım hazırlanın diye hem bana hem ousaya atmış. Bende tamam kahvaltı yapma beraber yapalım diyip oda numaramı yazdım. Hep  beraber, dünkü kızı da almış kitty, iyi de yapmış an azından biz Türklerin gerçek yüzünü görür kızcağız diyip, kahvaltıdan sonra iskeleden sürat teknesine binip doğruca pembe kumlara. Orada sohbet muhabbet, jet-ski si, içkisi, yemeği, fırçası derken şansımıza havada güzeldi, akşam otele geri dönüp gece için sözleşip ayrıldık. Hasan la ousa tam bir çift olmuşlardı bu arada. Akşam olmuş  tonys e  gelmiştik ama oda ne bizim sahtekar suat rehber tam karşımda. Kalabalık bir grubu tatile getirmiş hep beraber kaynatıyorlar. Bu beni bir gördü, afalladı ama hemen selamlaştı. Ben iyi ki geçen sefer gelmedin abi dedim. Sen gelsen bu kadar güzel geçmezdi bir de çok güzel oteller ayarlamışsın bayağı bir kulaklarını çınlattık dedim ama nasıl bozuldu anlatamam kıpkırmızı oldu. Neyse ben görüşürüz diyip, kızlarda gelmiş bizi bekliyorlardı ,onlarla kucaklaşıp bizim masaya geçtim ama bir gözümde bunun üstünde. Biz bir şey içmeden kalkıp direkt mixx e geçecektik ama ben birer içki içip öyle kalkalım dedim. Neyse içkilerimizi içerken bu suat bir kızı kesmeye başladı kıza bir baktım bir içim su. Kitty daha önceden tanıyormuş kızı, iyi bir kızmış. Onayı da aldıktan sonra baktım bu suat hareketlenmeye başlıyor hoop doğruca kızın yanına gidip, muhabbete başladım. Suat kalktığı gibi oturdu, tabii çok güzel bir yüz ifadesiyle. Resmen içimin yağları eriyordu onu öyle gördükçe (intikamda ciddi ciddi soğuk yenen bir yemekmiş).neyse benim kızın adı tal dı cidden dal gibi bir kızdı. Kızı alıp bizim masaya geldim. Tal bizim kızlarla selamlaşıp, gülüştü daha önceden tanıştıkları için. Ondan sonra kızı koluma takıp suatın yanından geçerken ’kendine iyi bak abi, bu grubu da kazıkçı inciciye götürme’ diyip ayrıldıktan sonra (ne de olsa o grupta bizim ilk defa gittiğimiz gibi acemilik çekip paraları kaptırabilirdi. Ekmek yiyorsan az çok demeden hep helalini arayacaksın bence.)  orada onu kendisiyle bırakmanın verdiği mutlulukla, hasan, ousa, kitty ve tal ı alarak güle oynaya mixx e geçtik. Mixx te şişeleri açtırıp, dünkü bodyguardı da gördükten sonra başladık pattaya daki son gecemizde eğlenmeye. Yan masaya da gayet eğlenceli iki kız iki erkek Arnavut asıllı, tipleri aynı bizim gibi zaten, fransız bir grup geldi ama baktım çocuklardan biri beni kesiyor. İçimden de diyorum hayırdır bu tatilde de boş geçmiyoruz Ali helal olsun her gün bir atraksiyon diyorum ki o çocuk geliyor yanıma gülerek sarılıp koluma girip başlıyor Fransızca hızlı hızlı bişeyler söylemeye, bende İngilizce ne diyorsun anlamıyorum diyorum ama çocuk bir samimi görseniz makineli tüfek gibi konuşuyor. En sonunda bende bastım küfürü ne diyorsun diye bu bir şaşırdı garip garip bakıyor yüzüme sonra arkadaşıyla konuştu. Yanıma gelip nolur kusuruma bakmayın dedikten sonra nereli olduğumu sordular bende Türk üm deyince başladılar anlatmaya. İşte bunlar paris te getto larda kalıyorlarmış onların çok yakın bir arkadaşları varmış geçen sene vurularak ölmüş. O vurulan çocuğun bir kuzeni varmış, dediler kuzeni aynı sana benziyor, ikiz gibisiniz dediler. Nolur kusura bakma seni o kuzeni zannettik falan diyince bende olayı anlayıp ne demek lafımı olur diyince sarılıp eğlenceye onların masada karışık hep beraber devam ettik. Çocuk gece boyu benim bardak boşaldıkça kendi şişelerinden, onlarda viski açtırmıştı, ondan doldurdu ben ne kadar itiraz etsem de. Zaten bizim şişeler karışmış yetti de artmıştı. Bende gecenin ilerleyen saatlerinde tabii phukette o iki Fransızla yaşadığım tartışmayı anlattım. Bunlarda abi onlar seni Fransız zannedip te gelmiştir yanına dediler. Nasıl yani dediğimde Pariste bu ibneler bizim yaşadığımız yerlerin yanına bile yaklaşamaz ama böyle yurtdışında bir yerde gördüklerinde siyah kafalıyız ya hemen ezmeye kalkarlar dedi. Hak vermedim de değil çünkü o dallamalar da ilk geldiğinde Fransızca konuşmuşlardı. Neyse  benim aklım sonya da ama tal da çok güzel alımlı bir kızdı. Kitty yle beni aldılar araya güle oynaya  dağıtıyoruz. Hasanda ousayla aşk yaşıyor bulutlarda zaten jet lag tamamen yok olmuştu. Kitty canım yanıma gelip gelip sarılıyor ne de olsa son günümüz diye. Beraber patti ye de mesaj atıyoruz beraberiz diye. pattiyle de yarın öğleden sonra Bangkok ta görüşmek için sözleşiyorum.  Eğlence bitip sabaha doğru yemeklerimizi yedikten sonra kittynin motosikletinin yanına yürüyoruz. kitty le sımsıkı sarılıp biraz da gözü dolduktan sonra çantasına çaktırmadan biraz para koyup (ne de olsa son gecemiz yarın fırça atamaz diyip) ayrılıyoruz. Kitty de bundan yaklaşık altı ay sonra daha önce söylediğim gibi pattaya dan ayrılıp Bangkok a yerleşiyor. Sonraki görüşmelerimizi patti ben kitty (sonyayla tanıştırmamıştım ne olur olmaz diye) üçlü olarak bangkokta yapıyoruz. Kızlarla otele geçip duş,maç uyku derken sabah oluyor. Pattayadan ayrılık vakti geliyor. Ben pal dan, hasan da gözü yaşlı ousayla zorda olsa ayrılıyor. Taksiye atlayıp ver elini Bangkok.  Bangkok ta otele geçer geçmez bavulları atıp doğruca en yakın health land a masaja. Oradayken çıkmadan pattiyle mesajlajıp buluşmak için discovery alışveriş merkezine. Alt katının büyük bölümü food court, her türlü yemeği bulabilirsiniz.  Tabii bir siam paragon gibi lüks ve şık değil. MBK kadarda ucuz değil. Buluşmak için geçtik bir restauranta ama nasıl heyecan ver bende bekliyoruz. Bir baktım patti geliyor uzaktan o da ne hamile karnı kocaman 8 aylık falandı o zaman ilk çocuğuna hamileliğinin. Hemen dikkatli bir şekilde sarılıp, hasanla da tanıştırıp hediyesini verdikten sonra başlıyoruz muhabbete. Patti tabii kocaman bir kız hatta anne olmuş ama içtenliğinden hiçbir şey kaybetmemişti. O haliyle üşenmeden, geçen sefer buluşamamıza rağmen çıkıp bizimle buluşmaya gelmişti. Biz üç saatten fazla konuşup, kimi zaman gülüp kimi zamanda hüzünlü, hasret giderdikten sonra kocasıyla konuştu. Pattiyi almaya geliyordu. Ayrılırken ikimizde mahsunlaştık tabii, o günlerin pattayada yaşadığı en güzel günler olduğunu söyleyip, sarılıp ayrıldık. Bizde hasanla otele dönmek için bangkoktaki motorlu tuktuklara bindik. O tuktukları bilen bilir vızır vızır aradan dereden ters yön demeden arabalara kafa tuta tuta giderler. Hasan şokta ne biçim bir taşımacılık falan diyor ama gülmekten ve heyecandan kopuyor. Özellikle Cuma ve cumartesi günleri aceleniz varsa ve birden fazla iseniz  ve metro uzaktaysa kullanacağınız yegane taşımacılıktır. Tabii bol bol egzoz dumanı yutmak şartıyla. O gece ve sonraki gece önce Rca meydanı sonra bed supper club, en sonunda da ya novotel barı ya da  mixx dörtlüsüne gitmekle geçti. İkimizde önceki mekanlarda iyice eğlenip en sonunda da çok uğraşmadan paralı askerlerle işi bitirip, cennet vatanımıza geri döndük. Yine uzun bir yazı oldu, umarım sıkılmadan okursunuz. Bir hatam olduysa tekrar kusura bakmayın. Daha öncede yazdığım gibi herkese bundan çok daha iyi tatiller geçirmesi dileğiyle. Ankaramızdan herkese bolca selamlar.

ANKARA NIN BAĞLARI, TAYLAND IN YOLLARI yazısını sitemize gönderen BABAALİ isimli müdavimimize Teşekkürü bir borç biliriz. Sizde makale göndermek isterseniz lütfen gecehayati.biz@gmail.com adresine mail atınız.