salgın döneminde vizesiz yurtdışı ? (newman)

Selamlar arkadaşlar,

pandemi yüzünden son bir yıldır yani şubat 2020den beri yurtdışı gezisi yapamamış olan arkadaşlarımızı biraz bilgilendirmek için raporumu yazayım dedim.

son bir yıldır gezdiğim yerler tarih sırasıyla pattaya + bangkok (01,2020), kiev (02,2020),minsk (07,2020),
belgrad (10,2020) ve son olarak lviv (12,2020).

hayatmda ilk defa gittiğim taylandda ocak sonu henüz salgın başlamamıştı, yerel tv kanalında wuhandaki salgından sanki çin ile sınırlı kalacakmış gibi bahsediyordu. bangkokda toplu taşıma araçlarında maske takanların da hava kirliliği yüzünden taktıklarını zannediyordum. “skordan bahset abi” diyenler için: evet kendime engel olamadım (!), fakat ne pattaya ne bangkok bence öyle ahım şahım yerler değiller, yolda yürürken bir kaç defa mazgalların ve yerel lokantaların yanından geçerken burnumu tutmak zorunda kaldım, pattayada deniz kirliydi, girmek istemedim, yerel kadınlarda ego sıfır (yani slav kadınlarının tam tersi). 9 gece kaldım, pek de bir numaraları yok sanki, avrupalı turistler için hazırlanan bir rehberde okudum orada “sakın krallarıyla dalga geçmeyin, onlar için kralları kutsaldır, hapse girersiniz” diyordu, bende de ne ayak varmış, geçenlerde hanedan karşıtı ayaklanmalar başlamış (!!)

şubat sonu gittiğim kievi pas geçiyorum çünkü daha önceki makalemde yazmıştım, ama 3 martta istanbula döndüğümde yeni havaalanındaki atmosferin değiştiğini ve salgının başladığını “eyvah eyvah” diyerek farketmiş oldum.

temmuz ayında ise ilk defa 5 günlüğüne minske gittim. vizesiz gidiliyor olmasına rağmen dönüş uçak biletim giriş kontrolündeki memura yetmedi, pasaportumdaki onlarca ukrayna damgasına rağmen otel rezervasyonu sordular, “yok ama buradan çıkınca direkt falanca otele gideceğim” dedim gene kesmedi, baş memuru çağırdı,” casino ve gezmeye geldim” deyince “casino için paranız varsa gösterin” dedi, yeşilleri gösteremeseydim belki de giremeyecektim.

minsk çok düzenli ve temiz bir yer, başlarındaki lukaşenko isimli diktatörden korkuyorlar, kadınları kesinlikle ukraynalılar kadar güzel değil, durgun, disiplinli, kuru, biraz robotlaşmışlar gibi algıladım onları. casinolar türkiyede kapalı olduğundan hep casinolarda takıldım, (princess casino da vardı) bir taksi şöförünün teklifi ve kaldığım otelin önünde dolaşan bir paralı asker (ikisini de pas geçtim) haricinde gözüme ilişen birşey olmadı, zaten belarusda fahişelik yasakmış ve ekonomileri de ukraynaya kıyasla daha iyiymiş. salgına dikkat etmiyorlardı, maske takmayanlara tak diyen görmedim, takanlar da çok azdı. ben döndükten bir ay sonra seçim vardı, sonrasında ayaklanmalar olmuş.

ekim başı ise gene ilk defa belgrada gittim, hareketli ve turistik bir yermiş, canlı oyunu olan sadece 2 casino vardı, orada da 7 gün boyunca casinolarda takıldım, sırp kadınları da kesinlikle ukraynalılar kadar güzel değilmiş, fakat cevapcicileri (köfte) çok hoşuma gitti, hala cd ve plak satan mağazaları da var (bu lanet dijital müzik platformları devrinde) kaldığım 2 otelin de resepsiyonisti taksicilere karşı beni uyardı, striptiz klübü gördüm ama mekanın dışından bile mütevazi bir yer olduğu belliydi o yüzden girmedim, skor sıfır yani. bu sitede belgradda turist rehberliği yaptığını yazan melih’e masaj salonu sordum, salgın sebebiyle kapalı olduklarını söyledi. burada salgın tedbirleri daha çok ve uyanlar da daha yoğun idi.

aralık başı 3 defa gittiğim lvivde idim4 geceliğine. hem karakış hem de salgın sebebiyle durgundu ama gene de “bir başkadır benim memleketim” moduna girdim vodkaları indirince (!). 2 defa erotik masaj yaptırdım, bir minihouse’a (bildiğimiz bordell) uğradım ama iyi olanlar dışarıdaymış, girmedim. stripclüblerden ise split, white rabbit, eros ve rafinad’dakine gittim, en güzel sürtükler gene club splitte idi ama sayı olarak azalmışlardı. bir de arkadaşlar (yazmasam mı acaba diye tereddüt ettim ama) ukraynada OT tüketmek, tüttürmek hariç yani kek içinde yemek ve çay olarak içmek legal olmuş, lesi ukrainky sokağında bir kafeshopda gördüm, tezgahtar da öyle anlattı. 2018de gittiğim pragda da, içindeki kimyasalların birinden arındırılmış hali sigara gibi içilebiliyordu, artık yasak değildi yani. salgın kısıtlamalarına gelince: vaka sayısı/nüfus oranı bizdekiyle aynı olmasına rağmen, kasım ayındaki 15 günlük kısıtlama (sokağa çıkma yasağı koymadılar) bitmişti. (isim vermeyeceğim) strip klüblerden birinde kapı kapalıydı ama yakındaki taksi şöförü niyetimi anlayınca arka kapıdan içeri girmemi sağladı. gene bir stripclübde “maskenizi çıkarın lütfen” dedi kadın garson, dansözlerden biriyle sohbet ederken elimi ağzıma götürünce o da “niye öyle yapıyorsun” diye sordu, salgın konusunda herkesin reaksiyonu aynı değil yani.

evet arkadaşlar bu lanet salgın gördüğünüz gibi hepimizin tadını kaçırdı ama ne yapalım, inşallah geçer de biz de rahatlarız.
sağlıcakla kalın.