Bundan 5 yıl önce bir seyahatim için İtalya’nın başkenti Milano’ya uçmuştum. Bu sıkıcı başkent bana güzel günler geçirdi.
Öncelikle sabah erkenden işlerimi yoluna koydum ve öğlen yemeği için meşhur dom meydanı civarında bir restoranta oturdum. Yemeğimi yedikten sonra Meydanı gezmek için hareketlendim. Bildiğiniz turist işleri işte. Sağdan soldan binaların resimlerini çekmeye başladım. Tam o esnada bir kız bana ingilizce benim fotoğrafımı çeker misin diye seslendi. BU güzel sese yöneldim ki bir de ne göreyim. Çekik gözlü çok güzel bir kız. Normalde ben çekik gözlü kızları her zaman çirkin bulurum ama bu kız diğerlerinin aksine hem güzel hemde uzun boyluydu.
Kızın bir kaç kare fotoğrafını çektikten sonra muhabbet açılsın diye hemen nereli olduğu ve ne iş yaptığını falan sordum. Oda Japon olduğu ve ülkesinden bir firmada çalıştığını söyledi. Bende Türk olduğumu söyledim ve japonları ayrıca çok severiz dedim. Kız gülümsedi ve bizlerde sizi çok seviyoruz dedi. Neyse muhabbet böyle devam etti ve şehri beraber gezmeye karar verdik. İkimizde yabancısı olduğumuz bu şehri geceye kadar beraber gezdik yedik içtik v.s
Gece vakti Milano’nun ünlü Hollywood kulübüne gittik. Kız baya sevecen ve konuşkan çıktığı için, ki ben böylelerini severim baya bi eğlendik. Geceyi de benim kaldığım otelde geçirdik. Sonraki 3 gün daha beraber olduk. Bende Türkiye’ye biraz daha geç geldim. Aradan 5 yıl geçmesine rağmen hala mail üzerinden yazışırız. Kısmetse yakında Japonya’ya gideceğim. Tekrar görüşeceğimizi umuyorum.
evet, kesinlikle vazgeçme derim… define bulmuşun haberin yok.. 😉
Define güzeldir 🙂