Evet değerli site müdavimleri yazının devamına kısa kısa gidecek olanlar için uyarılarla tavsiyelerle başlayayım. Umarım yazının ilk bölümü olan Japonya’ya İlk Gidişim yazımdan memnun kalmışsınız.
GENEL
Oteliniz muhakkak metro istasyonunun 10-15 dk lık yürüyüş mesafesinde olsun. Ulaşımda çok kolaylık sağlar yoksa her bir yere gideceğinizde 45 dk gidiş 45 dk dönüş yaparsanız gününüzün yarısı otel metro arasında geçecektir.
Kesinlikle internette gördüklerinize aldanmayın orası o ana kadar gittiğiniz tüm yerlerden çok daha farklı.
Yine internetten izlediğiniz videoların orası ile alakası yoktur. O videolardan etkilenip gidiyorsanız hiç gitmeyin. (özellikle hamstercılar 8 ciler lafım sizlere)
Sadece gece hayatı (bayan) ile ilgili gidecekseniz kesinlikle gitmeyin ama ortaya karışık kültür ve de gece de şansımı denerim değişik bir deneyim olsun diyorsanız tam yerine gidiyorsunuz…
Ülke geneli itibarı ile güvenlidir. Siz şansınızı zorlamadığınız sürece başınıza bir şey gelmez ha yabancıların bölgesinde çok dikkatli olun oraları farklı (kore çin bölgeleri)
Paranıza dikkat edin harcamalarınızı titizlikle yapın (bütçesi belli olanlara) yoksa kendinizi elçilikten yardım isterken bulursunuz.
Alışveriş kısmını son güne bırakın ve de sadece ufak yerel şeylerle yetinin kimseden spariş almayın (Türkiyedeki çevrenizden) çünkü fiyatlar çok pahalıdır.
SAĞLIK
Orada sağlıksız yemek yada ortamlar ile karşılaşmazsınız.
Ama yinede cinsellikte yağmurluğunuzu giyiniz çünkü paralı olanlar Filipin Kore gibi ülkelerden gelmedir ve de sağlık kontrolleri yoktur keza bardan kız kaldırdınız (benden şanslı olacağınızı düşünerek ) unutmayın kız daha önce de yabancılarla olmuştur ve de hastalık taşıma olasılığı yüksektir.
YEME İÇME
Gerek sokak gerekse restoranlarda ki yemekler sağlıklıdır. Ama yerken (özellikle et ürünleri) dikkat edin %99 u domuz etidir
Ülkede yemekler çok pahalıdır özelikle meyve çeşitleri ve de manavdan alırken ellememeye dikkat edin ellerseniz de alın .
En önemlisi sakın döner yemeyin gerek türk restoranlarından gerekse festivallerdekinden. Kesinlikle domuz vardır zaten kokusundaki farklılığı göreceksiniz domuz yerim diyorsanız her bulduğunuz yemeği götürün
Ne yeycem diyorsanız marketlerden ekmekler (envayi türde hatta kari li olanı bile var köripan diye.) etsiz hazır bentolar(plastikte yemek) suşi fastfood türü götürebilirsiniz özellikle KFC . Birde İtalyan Fransız Hint ve de diğer ülke mutfakları varda fiyatları uçmuyor; marsa gidip gelmiş o derece yani. Genelde ufak yerlerden yiyin cebinizi de yakmaz …
Yine fiyattan emin olmadıktan sonra hiçbir şey ısmarlamayın.
ULAŞIM
Tek kelime metro ilk işiniz İngilizce metro haritası almak olsun .Taksiler özelikle gece yarısından sonra çok pahalı.
GECE HAYATI
Gece hayatı ne kadar da cıvıl cıvıl görünse de av yakalama çok zor ve de çoğu yarlere kabul edilmiyorsunuz yada 2. Sınıf muamele görüyorsunuz.
Rappongide dikkatli olunuz orası ayrı bir dünya kapıda zenci olan yerlerden uzak durunuz .
Rappongide İçtiğiniz içkinin fiyatına dikkat ediniz barda bayana içki ısmarlayacaksanız ne içtiğinden emin olup ısmarlayınız yoksa ansızın bardağı 500-1000 dolar olan bir şarap söyleyip bütçenizi çernobile çevirebilir AMAN DİKKAT!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Genç işi seviyorsanız disco bar club shinjiku tam size göre bol bol eğlenirsiniz .
VE BAYANLARI
Sizinle konuşup ilgilenen her bayan sizinle yatacak demek değildir.
Gece gördüğünüz o permalı saçları kocaman kirpikli küçük dudaklı güzel yüzlerine kanmayın. Şayet duşta yüzünü ve de saçını yıkamamışsa sabah midenizi bulandırabilecek birine dönüşebilir makyaj konusunda çok uzmandırlar. Genelde sade görünüşlü bayanları tercih edin.
Tanıştığınız bayana niyetinizi kesinlikle belli etmeyin yoksa sizi suya götürüp susuz getirir.
Japon kızlar genelde çekingendirler. İlk adımı atmanız gerekebilir ürkütmeden yanaşın bazen yok demişse farklı demiştir ama ısrar etmeyin vücut dillerini iyi okuyun onlar yalan demez.
Kızlara karşı eğlenceli olun anın tadına varın olacaksa olacaktır kendinizi şartlandırmayın
Neyse söyleyebileceklerim bunlar
Evet Yuzu ile işi açıklığa kavuşturmuştuk. Gece yan yana yatmamıza rağmen bir şey olmamıştı tahmininiz üzerine. Sabah yuzunun beni tekmelemesi ile uyandım. Yine eski pasaklı hali ile karşımda duruyordu. İçimden kendini garantiye almaya çalışıyor deyip kalktım o gün oteli boşaltmam gerekiyordu saate baktım saat 11 i geçmişti. yüzümü yıkayıp üstümü değiştirip eşyalarımı toplamaya başladım. zaten tüm seyhatlerim de az çanta ile yola çıkarım 3 pantolon (1 kot 2 kumaş) 3-4 tşirt .2-3 gömlek yeterli işte sana bir ufak el çantası hazır. 😀 . neyse.
Yuzu ne yapıyorsun diye sordu tabi doğal olarak bende ona söylemediğimi fark edip otelden çıkış yapıp kyotoya gideceğimi söyledim. Anladım deyip arkasını döndü neyse odadan çıkıp resepsiyon da hesabı kapattım. Dışarı çıktık. Bir şeyler atıştıralım mı diye sorunca yuzu olur dedi. Tabi o bir yöne ben bir yöne doğru yürüdük yuzu bana polkun kotçi kotçi (buraya buraya yada gel gel demektir) diye seslenince dönüp yanına geldim bu taraftan deyip koluma girdi metroya girdik 2 aktarma yaptık. içimden nerede kahvaltı edeceğiz böyle diye düşünürken . metrodan çıktık . daha önce yuzu ile gelmiştik buraya yürüyüp yuzunun daha önce girdiği internet kafeye girdik oradaki eleman ile bir şeyler konuştu sonra gel gel dedi yürüdüm telefon kabini gibi küçük küçük bölmeler. Birinin kapısını açtı bana dönüp tada my room(odam ) demez mi içerde bilgisayar falan vardı . oturup internetten bir şeyler yazdı. ya arkadaşlar klavye İngilizce nasıl Japonca yazıyor hayret ettim hem de mekineli tüfek gibi yazıyor . Neyse 20 dk sonra odayı düzeltip kapıyı kilitleyip anahtarı girişteki adama verdi . oradan metroya geri bana kasa kiraladı 200 yene. aşyalarımı oraya yerleştirmemi söyledi kendide az ilerdeki kendi dolabını açtı oradan bir şeyler alıp yanıma geldi yıkanacak eşyam olup olmadığını sordu kafa salladım bana poşet uzattı . alıp kirlilerimi içine koydum ardından tuvaletlere gidip üstünü değiştirdi . altta uzun etek üsten bluz ama yine pasklı bir saç ve gözlükler . artık dayanamayıp sordum neden her zaman dün geceki gibi giyinmiyorsun dedim. Sana çok yakışmıştı dedim. Oda gülerek böyle daha rahat dedi oda haklıydı ya ama aramızda bir şey olmasa bile en azından yanımda güzel gözükmesini söyledim . yüzünü ekşitip yine dolaptan bir şeyler alıp tuvalete gidip saçını başını toplayıp az biraz makyaj ve de lenslerini takıp çıktı gayet muhteşem olmuştu neme lazım teşekkür dedim çok sevimlisin diye de ilave ettim oda kavaai demek olduğunu söyledi (sevimli) kızlardan çok duymuştum bunu da ama anlamını o an öğrendim 😀 .Gecehayati.biz oradan çıkıp yürüdük bu tezgahın birinde durup bir şeyler aldı biraz daha yürüdük içecek makinesinden de bir şeyler aldı karşıya geçtik önümüzde çamaşırhane hemen eşyalarımızı yerleştirdik. İkimizin birden. Makineyi çalıştırdık ve yuzu bana elindeki poşetten boğaça benzeri (balık şeklinde) bir şeyler uzatıp ardından da sütlü kahveyi verdi. Breakfast dedi. Acıkmıştım yumuldum gayet iyiydi . kahvaltı çamaşır hazırdı alıp internet kafeye bıraktık. Dışarı çıktık yuzu elini uzatıp 450 yen dedi verdim anlayacağınız benim payım . oradan dolaştık gezdik beni bir yere götürdü cosplay kafe herkes farklı çizgi film kıyafetinde. Parklarda dolaştık tezgahtladan abur cubur atıştırdık . gayet güzel eğleniyordum. Parkta otururken bana kyotoya sonra git 1-2 gün daha kal dedi. İkiletmedim olur dedim.o zaman yakın yerde otel bakalım mı diye sordum yok dedi benle kalırsın ilk jeton düşmediği için kabul ettim.neyse oradan telefonla mesajlar çekildi. Kalkıp yürüdük. Retorant cafe karışımı bir yere girdik meğer aile restorantıymış fiyatlara baktım 400-500-250 yen fiyatlar . daha önceki yerlerden 1 sıfır eksik nerdeyse.. yemek yerken kızlar da geldi onlarda yemek söyledi sohbette başladık benim konumu aktardı sonrada bana dönüp baş parmak havada işaret yaptı kızlar hafiften gülümsedi. Nereye gidelim diye tartışıyorduk kızların şivesine de alışmıştım artık bunlar tutturdu karaoke diye ya gidermiyim bir daha . helede onların sesini duyduktan sonra. Direttim ufaktan tartıştık en son niyet belli bunların bütçe belli ona gücü yetiyor. (burada belirteyim orda ana baba parası yemek yok tatil kıyafet eğlence için part time çalışıp para biriktirmezlerse sadece yemek ve de okul masraflarını ödüyor aileler. Hatta yuzunun okulu burslu kalacak yemek için bile ailesinden para almıyor. bunu daha sonra öğrendim ama belirteyim) bende; ben ısmarlarım ne olacak yok olur olmaz derken . canım sıkıldı susun dinleyin dedim hafif sertçe sustular. gülümseyerek bugün ne kadar harcadık diye yuzuya sordum 3000 yen dedi tamam dedim yalnız olsam 40-50 bin yen harcayacaktım hemde bu kadar eğlenmeyecektim deyip. bırakın karşılığını vereyim dedim bakıştılar fısır fısır aralarında konuştular sanki Japonca biliyorum da anlayacağım en son oluru çektiler. Bana dönüp nere gitmek istiyorsun nereleri görmek ne yapmak istiyorsun diye sorunca elim cebimdeki not defterine gitti ama son anda vazgeçtim. Siz nere isterseniz normalde nasıl eğlenirseniz öyle yapın bende yanınızda gezeyim ama karaoke olmaz dedim.. bunlar konuşup kafa salladılar kalktılar hesap bana kalmıştı 2800 dü yanlışım yoksa hesap otelin orda 1 neskahve 1 kek 3000 yen veriyordum tek başıma her neyse çıktık oyun salonlarını gezdik arka sokaklardaki bir teras (salaş bir yer) barda oturup içki içtik. yollarda dolaştık deniz kenarına gidip gezdik. Anlayacağınız baya gezdik aklımda ne bayan nede klupler kalmıştı oradan ayrıldık internet kafe ye gittik . o an aklıma geldi orada kalacağım içimden olsun değişiklik olur dedim. Tabi el yüz yıkama metro tuvaletinde sıra ile üstümüzü değiştik ben ayrı yerde yatayım dedim yok dedi. Ayni kabinde internette takıldık sohbet ettik bana kendinden kız ve de erkek kardeşinden annesinden okulundan her şeyden bahsetti. Bende kendimden gezdiğim yerlerden işimden ailemden anlayacağınız kanka olmuştuk artık cinsiyet farklılığınıda aşmıştık desem yalan olmaz (arada bir niyeti bozuyordum ama ). Yorgunluktan uyukuya daldık. Sabah çalışan seslendi yerim rahat değil diye horluyordum . uyandım biraz etrafı dolaştım sonra yuzu kalktı gözünü açmadan internet e mail blogunu güncelleme oradan kıyafet değişimi ve de metro ile yolculuk baya bir yol gittik diyebilirim . aktarma yapıp az bir süre sonrada inip 30 dk dan fazla yürüdük .
çok eski ahşap bir ev. tarihi değil de eski döküntü sayılabilir. Girdik. Akikun da orda orası akikunun dedesinin eviymiş arada takılıyorlarmış. (chiba bölgesinde idik)gezdik dolaştık doğa yürüyüşü anlayacağın. Oradan bisikletlerle alışveriş yaptım diğer 2 kızla. Et aldım (dana ) mangal yaparız dedim. Ya bunların mangalı bile başka etten fazla kabak mısır soğan hatta pıratsayı bile mangal yapıyorlar gerçi et fiyatları tuzlu ama olsun dedim ve de bol aldım her paket et dilimlenmiş yaklaşık 100gr şeklinde satılıyordu birde 250 gr artık düşünün arkadaşlar fıçı ile de sake aldık geri dönüp mangal alemi yaptık sohbetler falan derken akikun sarhoş olup bir kenerda sızdı . kızların da 2 si bir yerde uyuyor yuzu ben ve de diğer bir kız kaldık.
aslında böyle ortamlardan ekmek çıkar ve de hiç kaçırmam (afetmem) ama inanın ki aklımın ucuna dahi gelmedi kızlara yanaşayım. Neyse üçümüz sohbet ederken kafalarda güzel oraya gelişimi ne hayal ettiğimi yaşadıklarımı ilk bölümde yazdıklarım ve de atladıklarımı bunlara anlattım. ikisi kafa sallayıp beni dinlediler. Zaten sarhoşlar başladılar beni nereye götürteceklerini nereleri gezeceğimizi konuşmaya. yuzu defteri istedi. verdim inceledi kaplıcada karar verdik. Sohbet ede ede kucak kucağa uyuya kaldık (mecazi değil gerçekten birbirimize sarılıp uyuduk ).
Sabah mangaldan artan et ve sebzeleri pilav üstü yiyip kahvaltı ettik. tabi gece konuşulanlar aklımdan çıkmıştı yuzu konuyu açtı hepsi düşünüp fikirlerini söyledi ne konuştuklarını bilemeyeceğim Japonca konuşuyorlardı. Karara varılmış gibi görünüyorlardı. hep beraber toparlanıp geri döndük. yuzu ile ben internet kafeye . onlar ise yollarına devam etti yuzu hızlı hızlı hazırlanıp internette girdi artık önümde iç çamaşırı ile kalmaktan çekinmiyordu (beni zararsız bulmuştu 🙁 ). Gerçekten vücudu süperdi arkadaşlar anlatamam yani. şu an aklıma geldiği için iç çektim. o kadar yani.
Yuzu internette bir müddet dolaştıktan sonra bana kaplıcaları göstermeye başladı. Fiyatları da vardı gecelik 20-50 bin yen arası. sordum fiyata bakma dedi beğendin mi evet dedim. Dönüp diğer sayfayı açtı oradan da güzel tarihi bir köy kaplıca köyü birkaç yer gösterdi fiyatlar 2000 – 8000 yen hem daha güzel hem de daha ucuz. olur dedim. Kafa salladı giyinip metroya bindik akşam oluyordu ben dolaptan eşyalarımı da almıştım. Direkt oraya gideceğiz zannediyordum. Neyse uzatmadan diğer 3 kızın kaldığı kiralık odaya geldik benim ilk gördüğüm otel odası oranın yanında salon sayılır.. Gecehayati.biz eşyalarımı bırakıp dolaşmaya çıktık konuşup plan yaptık . ertesi gün sabah yola çıkıp 2 gece orda kalacaktık haritada yerini gösterdiler tokyonun bayağı kuzeyinde kalıyordu yani tokyo ile hokaidonun tam ortasında Yamagatha diye bir yer . trenle gidecektik .
Neyse o akşam dışarıdan hazır bir şeyler alıp kızların odasında sohbet edip alem yaptık kankalarımla sonra herkes karışık uyuduk sabah erkenden kalkıp trenle uzun bir yolculuğa çıktık.
İçim dışıma çıkmıştı tren yüzünden perişan halde otel vari eski tarzda, tarihi, gayet büyük bir binaya girdik kalacağımız yerdi. Akik un orda bizi bekliyordu o geceden gelip yerleşmişti. Neyse biraz dinlenip kendimi toparladıktan sonra bize verilen kıyafetleri giydik orda herkes o kıyafeti giyiyordu ayağımızda takunyalar etrafta dolaştık bilmediğim şeyleri anlatıyorlardı . kısaca 16 farklı kaplıca yeri vardı bayanlar erkekler diye ayrılmıştı birde karişik olanı vardı erkek kadın karışık giriliyordu tabi benim kulaklar doberman gibi dikilmişti duyunca olayı 😀 😀
Az daha dolaşıp kaplıcalara girdik. Tabi tahmin ettiğiniz gibi bendeniz karışığa girecem dedim akikun gel diyorum yok erkek kısmına girecem deyip topukladı kızlarda bayan kısmına geçti . bende derin bir nefes alıp karışık olan bölüme girdim üstümdekini çıkardım yanımda olan havluyu belime sarıp (ne olur ne olmaz diye Japonlara güvenim yoktu burada da başıma iş gelmesin hesabı ) yavaş yavaş içeri girdim duş kısmında kimse yoktu. Karşımda kocaman doğal açık alan kaplıcası buharlar kayalar falan. Neyse havluyu asıp yıkandım yıkanırken bayan gülüşleri konuşmalarını duyuyordum bayağı kalabalık var dedim içimden. duş işini halledip, Yavaş yavaş ayaklarımı sıcacık suya soktum ilerde kümelenmiş bayan gurubu vardı aramızda kaylar vede buhar olduğu için net göremiyordum . vücudumu suya iyice alıştırıp yavaş yavaş bayanlara doğru sızma operasyonuma başlamıştım ki karşıdan bir bayan geliyor o ne ya löpür löpür bir şey kilolu resmen çirkin bir şey o yanımdan geçerken bana bakıp gülümsedi . içim ürpermişti sanki başıma kötü bir şeyler gelecek diye düşünürken bayanlara da iyice yaklaşmıştım o ne 40-50 bayan 2 adet erkek. erkekler bayanları karşıya almış sake içip dikizliyor . bayanlar desen hepsi 60+ arkadaşlar kocakarı hepsi (yani 49 luğu 25-28 gördüm onlarıda 60-70 arsı gerçek yaşları neydi allah bilir.) yavaş adımlarla geri geri giderken yaşlı amcalardan biri beni göstererek eliyle çağımazmı . İçimden söve saya yanına gitmek zorunda kaldım. Sake döktü zaten o manzara karşısında içmeyipte ne yapacaktım Japonca bir şeyler diyorlar da anlayan kim kafa sallıyoruz sadece bir müddet sonra çıkıp, soğuk bir duş yapıp aynen lobiye gittim. Bizimkileri beklemeye başladım aklıma oradakiler geldikçe kusasım geliyordu. trenden indiğimde boşaltmasaydım kusardım herhalde. Gecehayati.biz Bizimkiler uzaktan görünmüştü beni fark edip el sallayıp bana doğru yürümeye başladılar. Uzaktan bakarken kalabalık gibi gözüküyordu dememe kalmadı, bizim kızlar 4 ken 7 olmuşlardı. içerde başka kızlarla tanışıp onları da getirmişlerdi yanlarında. Tanıştırma faslı derken yuzu beni kenara çekip kızlardan birini işaret edip türkiyede 1 sene okudu tam sana göre senden bahsedince çok ilgilendi deyip sırtıma tokatı patlattı tabi bunu yapınca işin gizliliği pek kalmamıştı ya neyse. kızı çaktırmadan süzdüm. Gideri vardı oldukça senpatikti yalnız biraz zayıftı kankamı utandırmamak için hemen faliyete geçtim 3 yeni kızlada sohbet ediyordum arada yuzu veye diğer kız yardım ediyordu sohbette…. derken diğerleri ufak ufak arazi oldu. yemekte görüşürüz falan. kızla dışarı çıkalım mı diye sordum olur dedi .sıcak basmıştı resmen.
Uzatmadan yemeğe davet ettim meğer yemeği toplu olarak anlaşmış bizim kankalar kıvırıp oh oh çok iyi dedim … neyse odada kankalarla (kızlarla) buluştum. Gırgır şamata derken hazırlanıp dışarı çıktık topluca . yer masası ayrı ayrı odalar bize büyük oda verdiler oturduk . yemekler söylendi yedik içtik. içtikçe ortam yumuşadı sohbetler ben kızı ablukaya almıştım zaten. Gayet güzel bir gece derken otele doğru yola çıktık otele vardığımızda sadece ikimizdik diğerleri çoktan arazi olmuşlardı bizimkiler ve kızın arkadaşları. Hangi odaya gideceğiz diye düşünüyordum ki . girişte bir bayan bizi karşılayıp iki eli ile tuttuğu kağıdı bana uzatarak polsan dozo . (dozo=buyur) aldım. Mektup yuzudan dı ; ‘’room is yours good luck yuzu’’ alltada karakatür çizmiş şerefsiz. Gülümseyerek bayanı odaya davet ettim kem küm sağa sola bakmalar anoo mano demeler fakat benden önce yürümeye başladı . odaya geçtik ve de muradımıza erdik en sonunda 12. günde. (burda detaya gerek yok 😀 😀 😀 )
Ertesi sabah kız odasına gider gitmez bizim kankalar odaya daldı gülüp şakalaşıyorlar … neyse gece nerde kaldınız diye sordum akikun un odasına taşınmışlar meğer . kahvaltımız geldi. pilav ve de çiğ yumurta beni kesmedi gece o kadar enerji kaybetmiştim dışarı çıktım dolaşırken her gördüğümden denedim (domuz mu diye soruyordum yuzuya ). O günde hep beraber takıldık kaplıcaya kızla girdim özel bölmede (aileler içindi) oradada kurtlarımızı döktük . gece yine yeme içme oradan ikimiz yine oda spor ertesi günü ayrılık vaktı kız tel ve email verdi. biz de öylece ayrıldık. Otel masrafları kankalarınkı ile 22 bin yen yemekleri herkes kendi ödemişti ki taş çatlasın ordada 5-6 bin yenlik hesap öderdim herhalde hepsini ödesem… dönünce aramıştım vasıl oldular mı diye de tabi kızın bilgiler yine yanlış iyimi.. ama o kadarda takmadım . o gün yuzu ile ikimiz takıldık . gece yine internet kafe de uyuduk.. ertesi günü kızlarla buluştuk plan yapıp yokahamaya kadar bizle geldiler küçük bir sahil kasabasında konakladık. iki gece kalıp oradan da kızlar geri döndü biz yuzu ile kyotoya vardık. kalacağımız yeri Yuzu seçti geceliği 6 bin yen iki kişi . yere göre çok ucuz eski Japon tarzı bir han yataklar yer döşeği (kaplıcadaki gibi) ama çok güzel .
Neyse otele yerleşip dışarı çıktık bana etrafı tapınakları gezdirdi . Gece dışarıdaki seyyar barda (el arabasından meyhane ) içip yılan balığı yedik .yılan balığı müthiş bir şeydi önünde canlı canlı kesip o anda pişiriyorlar. kafalar çakır dolaştık meşhur çay evine gittik. Geyşaların danslarını falan izledik. (vuruş yok oralarda)ama o kadar da abartılacak bir şey değil de denenebilir. Geri odamıza dönüp koyun koyuna yattık . sabah yine değişik yerleri gezdik öyle yerler var sanki tarihte 300 yıl geriye gidersiniz insanlar hala dolaşırken kimono giyiyor. Bana koi (Japon balığı) çiftliğini gezdirdi zen bahçeleri. Derken yine akşam oldu.
Odamızdan çıkıp gündüz planladığımız gibi genç işi takılacaktık 1-2 kulübe diskoya girip çıktık ne para ne bir şey sadece son girdiğimizde giriş ücreti verdik disco vari bir bar dı yabancılar azınlıkta çoğunluk Japon onlarında çoğunluğu bayan. Meğer orası hafta sonu full çekiyormuş . .
İçeri geçip oturduk ortam güzel tokyodaki benzerleri kadar büyük değil. 3 katlı bir mekan o gece 3. Kat kapalı . bardan içkilerimizi alıp ayakta içerek etrafı seyretmeye başladık kızların geneli taş gibi vede güzel ama aşırı makyajlı. Tabi doğal olarakta yuzuya sordum burada işler nasıl oluyor diye (parlımıdırlar gibisinden). Yavaş yavaş ben hallederim dedi. Anlamamıştım. Seninki bir piste bir çıktı bir dans bir döktürme inanamazsın onu görünce slow dans dışında hiç dans etmedim.
3-4 parça sonra slow parça başladı biri elimden tutup dans edelimi diye sorunca irkildim . gözüm yuzudaydı da kankaca değil tabi 😀 . olur deyip piste çıktım kız idare ederdi az dans ettikten sonra yuzu gelip beni devraldı. parça sonunda bir başkası . 2 parça slowdan sonra teknoya dönünce iş pistten ayrıldım. yuzu bana hangisi güzeldi diye sordu omuzlarımı kaldırdım . idare ederlerdi de o kadar değil neyse . içkilerimizi ayak üstü masasına koyduk ben bir light bira daha almaya gittim (bu arada Japon biraları çok güzel). Döndüğümde yuzu yoktu . terlediğim için cebimden saç lastiğini alıp saçımı topladım 5 dk sonra yanım da 3 japon kız bana asılıyor . keyiflenmiştim de umudum pek yoktu tokyodaki yaşamış olduğum hayal kırıklıkları vardı nede olsa. Neyse kızların yanına yuzuda yanaştı biraz sohbet bunlar Japonca derken yuzu bana bunlar boş yüz verme dedi. aslında birinide gözüme kestirmiştim onu işaret ettim bu iyi değimli diye. senin yuzu kıza bakması ile dengesini kaybedip birayı yüzüne sıçratması ayni anda oldu tabi Japonca özür özür deyip polkun gel yardım et deyip kızı lavaboya götürdük . ikisi içeri girdi 10 dk kadar kalıp çıktılar. kızla beraber yerimize dönerken yuzu cep telefonundan bana msj çekiyordu look her face diye (yüzüne bak) çaktırmadan yüzüne bakmaya çalışıyorum da kızın yüzü önünde hızlı hızlı arkadaşlarının yanına doğru yürüyor. o kadar denedim göremedim. Bu sırada yuzu buna bir omuz dokunuşu,tabi kız düşmemek için bana tutunup yüzünü göstermek zorunda kalıyor o güzel sempatik çekici surat meğer hep makyaj mış kızın yüzü hep krater gibi . bu makyajın bu kadarını orda gördüm valla neyse yerimize geliyoruz . tabi ben bozuntuya vermiyorum. Kız arkadaşı ile tekrar tuvalete vede makyajlı yüzü ile tekrar geri dönüyor. Tabi ben gayet mesafeli davrandığım için kısa bir süre sonra başka yere gidiyorlar. bir müddet yuzu ile tek takılıyoruz yuzu beni çekiştirerek pistin köşesinde duran başka 2 bayanın yanına götürüyor ertesi günü söyledi tabi yanımızda kızlar varken bile bizi kesiyorlarmış vede bira dökme olayını isteyerek yapmış kankam benim. Ayak üstü sohbet ediyoruz. yuzu bunlara Japonca bir şeyler söylüyor dışarı çıkıyoruz . kızların İngilizcesi çok az yuzu yardım ediyor konuşmamıza . biraz yürüyüp daha sakin küçük bir İrlanda barına giriyoruz içkilerimizi alıp ufak tefek sohbetler derken, 2. İçmeden yuzu soruyor polkun karaoke diye. ben yok falan kızlar hadi hadi çeke çeke beni karaoke işkence odasına sokuyorlar . atıştırmalık ve de içecek söyleyip bizim yuzu başlıyor şarkıya sesi o kadar kötü değil aslında. sonra diğer kız o da idare eder en son diğer kız başlıyor şarkıya seçimi hafif slow bir şarkı sanki melek söylüyor o kadar güzel tabi ben kızı incelemeye alıyorum gayet güzel kibar 155-160 boylarında kısa düz saçlı en önemlisi gayet dolgun göğüsleri. Kafayı buna takıyorum anlayacağınız . yuzu ya yavaşca sesi çok güzel kendi gibi dedim . o da ne dese beğenirsiniz arkadaşlar zaten diğeri benim,mecburen onu alacaksın öyle yada böyle yani. O an fark ediyorum bunlar gayet yakın . (anlamışsınız ). Kızın adı mili bilmem neydi ama miççi diye çağırıyorduk. . orada da eğlenip çıkıyoruz doğru en yakın otele . yan yana iki oda alıyoruz ver elini sabahın ilk ışıkları tabi ki. Miççi ile odadan çıkıp Yuzunun odasının önünde beklemeye başladık. bu arada da sohbet ediyoruz. Yuzularda çıkıp bize katıldı kızları yolcu ederken bir bakıyorum yuzunun kunun eli ayağı titriyor ayakta duracak takati bile yok nerdeyse içerde ne olduysa artık (halen daha merak ederim ). Oradan taksi ile direkt kaldığımız yere. Direkt uyuku tabi.. ikimizde hemen hemen ayni anda uyandık duş faslı derken yuzunun telefon çaldı mesaj gelmişti gecekilerden. Buluşalım mı diyorlardı . tamam buraya davet et dedim. 1 saate kalmaz geldiler az sohbet edip onlara da orda 2 geceliğine oda tuttuk. meğer onlarda başka şehirden gezmeye gelmişlerdi. Gidip eşyalarını getirdiler. Oradan çıkıp dolaştık gece meyhanede içtik. Ardından oda spor tabi .. ertesi gün lunaparktı bahçelerdi hatta çiçek düzenleme kursuna bile katıldık 1 saatliğine . yani arkadaşlar turistlerin gezipte bulamadığı tüm eksantrik şeyleri tattık. kızlar 1 gece daha kalışlarını uzattılar. Gayet güzel bir 4 gün yaşadık onlarla en son yolcu ettik geri döndük otelimize yuzu da bende mahsunlaşmıştık valla. bir müddet hiç konuşmadık. akşam yemeğinde konuştuk yuzu bana osakaya gitmek istermisin diye sorunca . olur dedim ertesi gün çıkışımızı yapıp osakaya gittik orda yine ucuz bir yerde 2 gün konakladık . bana çevreyi dolaştırdı gayet güzel bir şehirde kyotonun üstüne Japon şehri tanımam şahsen. Orda iken iki polanyalı turisti götürdük yine. aslında onlar bizi götürdü desem daha doğru olur şahsen. Yuzu ile akşam yemeğimizi yedik ardından ertesi gün beni evine kaldığı kasabaya götürecekti onun hakkında konuşuyorduk barda aklıımızda karı kız yoktu anlayacağınız sohbet ederken bunlar gelip yuzuya sarkmaya başladı . Yuzuya seni erkek sandılar dedim zaten görünüşü de öyle gösteriyordu o gece.
Neyse hafif sohbet ettik bizi başka yere davet ettiler kabul ettik. o gece tüm hesapları onlar ödedi. Kız yuzuya yamulmuştu bir ara ta ki kız olduğunu anlayana kadar. Eli ile kontrol etti bende bakıyorum tisörtünün altına baktı dönüp bana baktı benide hafif kontrol, zaten elini atar atmaz anlamıştı 😀 ..da yine sordu izah ettim .gayet normal bir şekilde gurup dediler. ben olur dedim de yuzu olmaz dedi. ona kaş göz işareti yapınca kafa salladı.
Biraz daha takıldık oradan da kızların odaya. suit 2 yatak odalı idi içki içip sohbet ederken, yuzuya ilk biz girelim ardından onlar. sonra onlardan sonuncu girenin ardına gir dedim. Bende burada işi halledip yan odaya geçerim sende diğerine fırsat verme diye de uyardım. Tmm şeklinde başını salladı ilk yuzu girmişti ta o çıkana kadar ben diğerleri ile güreşe başlamıştım. Yuzu fukarem ya çıkınca şok olmuştu resmen. o daha ne oluyoruz diye sormadan duşa girdim hızla duş yapıp dışarıyı gözlemeye başladım bu seferde yuzuya saldırnışlardı. bir müddet göz banyosu yapıp çıktım next dedim. kızlardan biri duşa giti yuzuya yanaştım eli ile beni itiyor gelme der gibi .buna bir dudaktan öpücük verip kulağına da bunu mu diğerini mi dedim ilk anlamadı bana baktı sonrada kulağıma bu dedi. o zaman ben duşa gidiyorum biz çıkınca sen bununla direkt duşa gir dedim .kalkarkende gözlerim diğer kıza bakacaktı ki (kız aşağıda uğraşıyordu anladınız herthalde) bakma bakma demeye başladı bende zorlamayıp plana sadık kaldım . duşa diğerinin yanına ordan yan odaya yuzu da diğeri ile duş vede diğer odaya.
Yan odadan polanyalının sesi naklen yayındaydı valla hatta bir ara gözetlemeyi bile düşündüm. Neyse . öğleni bulduk kızlarla . yuzunun kasaba ziyaretini erteledik mecburi. oradan kahvaltı (öğlen yameği niyetine)tekrar otel . tekrar akşam yemeği ardından odada hafif içki sohbet derken kızların ikisi birden duşa giriyor.
Yuzu ile bakışıp ne olduğunu konuşuyoruz . yuzunun keyfi yerinde tabi ben meraktan çatlayacam. Neyse kızlar çıkıp yanımıza geliyor yuzuya sen gir diyorum sanki içime doğmuş gibi . yuzu duşa girer girmez yuzununku bana dalıyor diğeri de duşa. kısmet deyip yumuluyoruz tabi herkes kendi odasında eşler değişmiş . bir ara bendekini de yuzuya yolluyorum. belki diye ama beni içeri almıyorlar tabi. Bende dinlenme fırsatı buluyorum böylece ardından ikisi beni ziyaret ediyor. Yuzu dinleniyor odalar ararsı mekik dokuyorlar anlayacağnız sabaha kadar.
Ertesi günü otelden eşyalarımızı değişeceğiz diye ayrılıyoruz bana kalsa ben devam edeceğimde yuzu uyarıyor polkun 3 günümüz var sonra tokyoya dönmem gerekiyor. tmm deyip polanyalılara birdaha uğramadan yuzunun kasabasına doğru yola çıkıyoruz. Annesi ile tanışıyorum cefekar bir kadın 3 çocuğunu tek başına büyütmüş. hele o o bıcırık ufak kız kardeşi var ya peltek peltek konuşuyor içinizden yemek geliyor resmen. Neyse burayı hızlı geçeyim. tokyoya dönüyoruz. 1 hafta daha kalıyorum kankalarla gezip tozuyoruz . o bir haftada ne kız aradım nede sordum bana gitmediğim diğer yerleri de gezdirdiler. Gayet güzeldi bir ara polanyalılardan bahsedecek oldum dayağı yiyordum yuzu dan .
Beni thailand dan sonra en çok etkileyen ülke japonyadır bunu da belirteyim.
Bu arada kıbrısa geldikten sonra yuzu ile irtibatı kesmeyip yazışıyoruz. Ertesi sene Yuzudan 2-3 ay haber alamıyorum. Ne oldu diye merak ediyorum . en sonunda ulaşıyorum da duyduğuma inanamıyorum bizim yuzuya 3 adet türk saldırmış. Tecavüz etmeye kalkmışlar bu direnince buna tekme tokat hastanelik etmişler. Çevreden gelenlerin sayesinde kurtulmuş 5 gün komada kalmış 1.5 ayda hastahanede kalmış . failler yakalanamamış . türk oldukları için yardımcı olmaya çalışmış şerefsizlere gidecekleri yeri gösteriyormuş çalıştığı yerden çıkıp. İşe geri dönmeyince arkadaşları çıkıp bunu kurtarıyorlar….
neyse işlerim yüzünden ancak 2 hafta sonra gittim yuzunun yanına . onunla ilgilendim hastane masraflarına yardım ettim. Annesi beni erkek arkadaşı sanıyordu bu arada bizim kankalarda arada gelip gidiyorlardı. Ve de ertesi sene onu kıbrısta ağırlayıp 1 hafta da türkiyeyi gezdirdim. Halen arkadaşız . okulu bitiremedi bu olaylar yüzünden öğretmenlik sınavlarına falan girip öğretmen oldu . şu an osakada kalıyor..
****************************************************************
Japonya 2 tavsiyelerini sitemize gönderen POUL isimli müdavimimize Teşekkürü bir borç biliriz. Sizde makale göndermek isterseniz lütfen gecehayati.biz@gmail.com adresine mail atınız.
Üstat Poul hocam geçekten müthiş bir yazı ile karşımızdasın. İlk Japonya yazını okuduktan sonra senin adına yaşadığım büyük üzüntüden sonra ikinci yazınında benzer olacağını düşünüyordum açıkçası. Fakat ikinci yazı hakikaten benim gibi gezgin ruhlu, hayli gezmiş görmüş bir kardeşini bile fazlasıyla şaşırtıp ters köşe yaptı. İlk yazıdaki gibi hayal kırıklığı dolu bir yazı beklerken, ikinci yazıdaki Polonyalılarla grup maceran karşısında şapka çıkarttım ve senin her türlü övgüye layık olduğunu düşündüm.
Senin orta yaşta yaptıklarını şuan gençlerin bırak yapmasını kıyısından bile geçeceklerini düşünmüyorum.
Şİmdi sen bu yazınla bizleri büyük beklentiler içine soktun. 🙂 Asya maceralarının devamı için sabırsızlanıyorum 🙂
Teşekkür ederim gecehayatı kardeş te, Ne yaptın gecehayatı kardeş yaş 29 du o zamanlar 🙁 .Orta yaş dedinde o zaman zaten gençtik.
Şaka biryana Japonya benim için dönüm noktası olmuştu diyebilirim. Gerçeği konuşursak olgunlaşmam o zamanlara denk gelir . Öncesinde hedefimiz belliydi gördüğümüzü afetmezdik; tabiri yerindeyse KALEMTRAŞIN ETEK GİYDİĞİNİ GÖRSEK HEMEN TAARUZA GEÇERDİK o derece yani anlayacağınız.
Bu yaşadıklarımı kıbrısa geldiğimde bizim davulculara (arkadaş gurubuma) anlattım inanamadılar . Düşünün yıllarca rus devletlerine sayısız akın yaptığımız , çılgın partiler düzenlediğimiz (özellilkle macaristan vede romanyada) , sayısız geceler beraber kader ortaklığı yaptığım, gurup arkadaşlarım. inanamadıklarıda ilki sarhoşa hiçbirşey yapmamam ikincisi yuzuyu vede arkadaşlarını götürmemem vede aile ziyareti için polanyalıları atlatmam.
Merhabalar siteyi çok uzun zamandır takip ediyorum.2 ay boyunca japonyadaydim.Su ana kadar yazılmış tartışmasız en iyi yazı.son yazdığın olay sonucunda sınirden ellerimi parcalayacaktim.Japon insanına sempatim hat safhada ,o tatlı güzel insanlara nasıl zarar verilebilir ki? Yurt dışında gerek davranışlarından gerek hayat tarzından gerekse yaptığı hayvanca hareketlerden dolayi Türk olduğumu söylemekten utandigim çekildiğim durumların sebebini en iyi şekilde yansıtıyor kizcagizin başına gelenler.sonra bazi embesiller cikip yok turkluge hakaret yok yuce milletimizi kucuk dusurucu ifadeler killanildigi icin siteyi dava ediyorlar.o kadar muhtesem insanlarin yasadiklari topluluklar varken yuce olmak malesef biz turk milletine boyle yavsaklardan dolayi cok uzak.ocak ayında yine japonyaya gideceğim gezmek ve dil öğrenmek amaçlı ve yuri ile tanışmayi gerçekten çok isterim .
japanlover arkadaşım evet söylediklerine katılıyorum . futbol karşılaşmaları oluduğu dönemde gerçekleşti olay vede benzer türklerin yapyığı tek olay budeğildi japonyada o dönem. keza korede de bir çok olaylar gerçekleşmiş diye duydum o dönemde.
bu arada belirteyim: yuri nin de anlanı iki bayanın ilişkisini içeren maga türüdür. (yaoi gibi).
Yine döktürdün polat abi ellerine sağlık bencede son zamanlardaki en iyi yazıydı bu. Bu arada polat abi geçen yıl gidecektim herşeyim hazırken talihsiz bir trafik kazası sonucu bütün planlar alt üst oldu malesef bakalım kısmet seneye inşallah..
muhteşem bır yazı olmus polsan. yuzu gibi bi pampa edinmek şans tabiki. imrenmedim desem yalan olur. yeni hikayelerini sabırsızlıkla bekliyorum. saygılar.
Teşekkür ederim reddevil ve cem kardeş.
Reddevil kardeş geçmüiş olsun önemli olan sana birşey olmasın varsın oralara sonra gidersin kaçmadı ya 😀 .
Poul dostum yuzu demek istedim tayland dan yuri adında bir arkadaşımın ismiyle karıştırdım. O kadar sevimli arkadaş canlısı biriyle gidince tanışmak isterim.
Japonya ile alakalı okumuş olduğum bu ikinci yazıdan sonra tek kelimeyle pes diyorum polat kardeş tüm iyi dileklerimi gönderiyor merakla ve heycanla yazacağın diğer yazıları bekliyorum umarım çok bekletmezsin sizin gibi bir arkadaşla tanışıp sohbet etmeyi ayriyetten çok isterim artemea-10@hotmail.com
Teşekkürler polat abi çok şükür çok önemli bişey kalmadı tabikide daha görecek günlerimiz çok. Polat abi sana ne zamandır sormak isityordum internette pek fazla bulamadım araştırmama yapmama rağmen bangkok’ta the PİMP diye bir mekan var dünyanın en iyi clup sıralamasında yer alıyor orayla ilgili bir bilgin varmı nasıldır ortamı pattayadaki barlarla alakası yok kendi resmi internet sitesi ve çeşitli sayfalardaki birkaç video ve fotoğraflarına baktım ama dediğim gibi pek fazla giden türk arkadaş yok heraldeki yorum bulamadım bununla ilgili bir bilgin var ise bizi aydınlatırsan sevinirim saygılar…
İnan ki hiç gitmedim reddevil kardeş. Ama gidenlerden duyduğum kalbur üstü bir club olduğu vede çok pahalı olduğudur.
Yardımcı olamadığım için üzgünüp valla kardeş. belki bu gidişimde orayı yoklayıp sana iletirim.
Poul hocam gerçekten çok güzel anlatmissiniz, yeşil pasaportu mu yeni aldım gelecek yaZ dönemine şimdiden bütçe ayırıyorum, kısmet neresi olacak bakalım,
Hade hayırlısı webber kardeş gideceğin yere karar verdiğinde sorabilirsin bildiğimiz yer ise seve seve yardımcı oluruz ama bir yere ilk kez gitmenin oraları kendim keşfetmenin hazzı bir başka oluyor onuda söyleyim webber kardeş. eminim burdaki gezgin arkadaşlarda fikrime katılıyorlardır vede eminim seve seve onlarda sana yardımcı olacaklardır.
Poul kardesim usenmeyip o kadar anlatmissin yurt disi yasantilarindan bir kitap bile cikarabilirsin diye dusunuyorum