Pattaya’da 3 ay (Taho)

Pattaya denilince akla ilk bayanlar geldiği için benim başımdan geçen olayı sizlerle paylaşayım.

Pattaya’ya ilk gittiğim zaman Haziran 2016’da gidip temmuz ayında dönmüştüm. 3 haftalık bir tatildi. Daha sonra Türkiye’de biraz vakit geçirip başlıkta da belirtiğim gibi kasım aralık ve ocak ayı için Pattaya’ya gittim. İlk Pattaya’ya gittiğimde ilk 3 gün başka bir kızla tanıştıktan sonra tatilimin sonuna kadar başka bir kızla tanışmıştım. Hızlıca geçeyim oraları 3-4 gün para verdikten sonra daha para veremeyeceğimi ama yinede benimle kalırsa 2-3 günde bir verebileceğimi söyledim. Şunu da belirteyim barda çalışan bir kız değildi. Bu sadece sadece tanıdığının barında yine bar girl gibi oturmuştu fakat asıl işi o değildi. Neyse her gün para veremeyeceğimi söyledikten sonra tabii ki olmayacağını söyledi ama yinede benimle kalmaya devam etti. Tatilimin sonuna kadar 2 günde bir 1000-1500 baht veriyordum. Yeme içme için güzel mekanlara gidiyorduk. 24 saat beraberdik. Geleceğe dair konuşmalar yapıyorduk. Tabi kız “Sen turistsin. Gideceksin ben burada kalacağım.” diye triplere grip kavga çıkartıyordu. Gece odadan 3-4 gibi tribe grip çekip gitmişliği de var. Toplamda 8-9 ay beraber olduysak 30-40 kere kavga edip, 2-3 gün konuşmadığımız zamanlarda oldu. Çok sorunlu bir kızdı. “Bana bakamazsın. Gideceksin. Yazmayacaksın bana” diye durmadan kavga ediyorduk.

3 haftayı tamamladıktan sonra dönüş günüm geldi. 3 haftada olanları anlatmıyorum. Detaya girmek istemiyorum. Amacım 2. tatilimi anlatmak çünkü.. Dönüş günüm geldi. Taksiye binip, Bangkok‘a gittik. Duygusal anlar yaşandıktan sonra ben Türkiye’ye geri döndüm. Türkiye’de geçirdiğim 3 ay boyunca durmadan konuştuk. Onun buraya ne zaman gelebileceği hakkında konuşuyorduk. Bilet fiyatlarına bakıyorduk hep. Daha sonra ben işten ayrıldığımı söyledim. Oysaki zaten çalışmıyordum. O öyle biliyordu sadece. Daha sonralarında biletini kendi alacağını söyledi. Buraya gelip buradan Bodrum’a 1 ay civarı gidip kalacaktık. Tabi oradaki masraflar bana ait doğal olarak. Gel gelelim işin sonuna yaklaşmıştık. Gelecek gibiydi ama aktarma yapacağı ülkeden korktu. Müslümanlardan korkuyordu açıkçası. O ülke yüzünden gelemeyeceğini söyledi. O ülkede Ürdün’dü. O halde benim geleceğimi söyledim. Tabi bu konuda çok ciddi değildim. Aslında geldim geliyorum muhabbetleri çok döndü kızın inancıda bitmişti ama işin sonunda biletimi alıp Pattaya’ya tekrar gidiyordum.

Ben gittiğim o arada kızla kavgalıydık. Pattaya’ya gelip odama yerleştikten sonra daha önce bana kızın attığı konuma doğru yani odasına doğru yola koyuldum. Kız bana evinin oradaki wifi şifresini vermişti. Telefonumda internet olmadığı için evin orada o wifiden bağlanıp bana yazarsın diye.. Bende evinin oraya geldiğimde verdiği wifi yi bulup bağlanıp aradım kızı. Zaten tam doğru yerdeymişim emin olmak için dışarı çık dedim. Zaten baktığım kapıdan dışarı çıktı.. Sonra buluştuk boynuma falan atladı tabii.. O an her şey yeniden başladı. İlk başlarda benim tuttuğum otellerde kaldık daha sona ona gidip kendisinde kalmamı istedi. Bende onun odasına doğru çantamı toplayıp yola koyuldum. Aralarda tek tek söylemek istemiyorum toptan söyleyim kız çok sorunlu bir kızdı. Akşam 11 12 gibi 3 4 kere beni odasından koyduğu oldu tabi toparlanınca tam giderken boynuma sarılıp kucağıma atlıyordu. Ben bunun odasına yerleştim. Tabi bunun arkadaşları kızı doldurmaya başlamıştı çoktan. O çocuk sana para vermiyor evine niye alıyorsun cık git kafana göre takıl istediğin herkesi direk ayarlarsın hayatına bak ona niye takıldın diye bunu doldurup duruyorlardı. Kızda gerçekten çok güzel bir kızdı tabi makyajla bütün tay kızlarında olduğu gibi makyajla before after gibi oluyordu. İnanılmaz bir değişim oluyordu. Soi 6‘ya gittiğimizde bile çok dikkat çekiyordu. Bir resim paylaşmak isterdim aslında ama maalesef.. Arkadaşları bunu doldurduğu için aramızda para kavgası çıkıyordu.

Durmadan 1 2 gün konuşmadığımız zamanlar oluyordu. 2 gün sonunda ya o ya da ben kapı çalıyorduk. Zaten kavga etmişsek ben otel odasına geçtiysem oda odamı biliyorsa hiç değişmez 2 günün sonunda gece saat 4’te diskodan çıkıp kafası bir milyon kapımı yumrukluyordu.. Ama o gelmeden ben gidersem içindeki özlem tam birikmediği için beni görünce umursamaz davranıyordu. Gidersen git sana kalmış keyfin bilir diyordu arka tarafı kalkıyordu açıkcası. Benim düşünceme çok yanlış gelen kaldıramayacağım şeylerde yapıyordu. Bir keresinde ben onda kalırken telefonunu hep benden saklıyor fakat önceki tatilimde telefonu bendeydi bakıyordum istediğim gibi. Aa bu sefer telefonu benden uzağa koyuyor.. Hep telefonunda bir şeye bakarken birinden mesaj geldi. Hemen telefonu kapattı. Tabi anladım o an her şeyi ben. Çocuğun biriyle mesajlaşıyormuş. Zorla aldım telefonu.. Her şeyi gördüm tabi o anda. Telefonu yatağa atıp hemen toplanıp yağmur olmasına rağmen çıkıp gitti odasından. Arkamdan tuttu sarıldı falan tabi ama benim o an o odada durmam imkansız. Tabi daha sonra yine bir şekilde barıştık. Telefonu alıp baktığımda ben 1 çocuk sanırken abartısız 30 civarı kişiyle konuşuyordu. Resimlerini atıyordu kalpler falan filan.. Bir sürü program kurmuş telefonuna. Tabi bana bunun açıklamasını “Senin buraya gelip gelmeyeceğin belli değildi bende kendi hayatımı düşünmek zorundayım” diyordu.

Daha sonra bu programların hepsini sildim. Kimseyle konuşmadı tabi.. Arada 2-3 samimi olduğu, görüştüğü kişi yine mesaj atıyordu buna. Özledim seni vs. gibi. Tabi bu görüştüğünü ama sadece o kadar ileri gitmediğini söylüyordu. Hatta bir keresinde aksam buluşacaktık. Tesadüfen onu beklerken onun oturduğu bir barın karşısına oturmuşum. Bu orada, 3 kız birde.. O ilk telefonuna baktığımda gördüğüm çocukla oturmuş içki içiyorlardı. Bana sonrasında “Biz orada otururken o bizi görüp yanımıza geldi” dedi, bende onu orada görünce o bara gidip arka masasına oturdum. Kızın gözünün içine bakıyordum. Zaten çocuğu bana anlatmıştı. Tipini görünce hemen o olduğunu anladım. Kan beynime sıçradı. Çocuğu gidip 2 saniyede boğabilirdim ama çocuğun bir şeyden haberi yoktu. Sevgilisi yok biliyor kızın. İş kızda bitiyor. Gene bir şekilde tuttum kendimi. Kızı da rezil edebilirdim diyeceğim de kime rezil olacak. Zaten oranın tarzı bu.. Etraftaki bütün kızlarda öyle.. Bir gün birisiyle beraberken diğer gün başkasıyla.. Yani kız orada gidip arkamdan iş çeviriyorsun desem kimseye rezil olmaz. Zaten oradakilerde aynı şeyi yapıyor. Neyse kendimi tuttum. Çocuk gidince bunu yanıma çağırdım. Normale girmiştik çünkü oranın Türkiye olmadığını Pattaya olduğunu anlamaya başlıyordum…

Türkiye’de yapacağınız şeyleri orada yapamazsınız. Bütün düşünce yapınızı değiştirmeniz gerekiyor. Biraz daha geniş olmanız gerekiyor. Zaten olamam, kaldıramam derseniz hiç ciddi ilişkiye girmeyin orada. Bana bile karadenizli olmama rağmen ben bile artık oranın tarzına alışıyorum sanıyordum fakat öyle olmadı. Patladığım günler çok oldu. Odadayken sinirlenip kendi tişörtümü yırtıp kızın üstündeki tişörtü parçaladığım zamanlarda oldu. O çocuk daha sonra bara geri geldi. Beni kızla görünce tabi bir daha yazışmamışlar her halde. Yaptığı yanlışlar bitmedi tabi. Bunun nedeni benim ona para vermediğimden dolayı. Direk kendini bana adamak istemedi. Artı olarak arkadaşlarının dolduruşu da vardı. Sabah yemek almaya gittiğinde telefonuna baktım. Benim yanımda yatarken çocukla mesajlaşmış. Çocuk buna “Seni istiyorum bana gel otelimi odamı biliyorsun zaten” diye mesaj atmış buda kimsin iyiyim falan diye cevaplar vermiş. Tabi o mesajı görünce kızın dışarıdan gelmesini bekledim aşırı sinirli bir şekilde. Kendimi çokta frenleyemiyordum. Telefonunu falan atıp kırabilirdim. Tabi sonrasını düşündüm ve tuttum kendimi. Buna mesajı gösterince gayet umursamaz bir şekilde, “Senle kavgalıyken çocuğa numaramı verdim o da mesaj atmış. Herkese attığı mesaj.. Kafası iyi bu yüzden odasına falan gitmedim” dedi. Aslında odasına gidecek bir boşluğu da yoktu. Hep benimle beraberdi. Bunu da alttan aldık.. Alttan almamın nedeni kıza para vermiyor olmamdı. Para verip bunları yapsa gözünün yaşına bakmazdım. Gerçi yemesi içmesi, arada özel ihtiyaçları her şeyini ben karşılıyordum. En azından 3 ay boyunca çok para harcamadı. Bütün kavgaları tek tek yazamam. Çok kavga ettiğimiz zamanlar oluyordu oradayken de.

Ben ülkeme geri döndükten sonrada kavga etsek 2-3 gün sonra barışıyorduk, ayrılamıyorduk bir türlü.. Bizi bitiren zaten arkadaşlarının dolduruşu oldu. Bana bakamıyorsun, para vermiyorsun mevzularıydı hep. Yavaş yavaş sonuna geleyim artık.. Ayrıca ben bunun 2 tane kuzeniyle ve erkek kardeşiyle de tanıştım. Yani aslında bu büyük bir olay.. Beni ailesiyle tanıştırması da, benim dönüşüme 10 gün kala aramız aşırı derecede iyiydi. Christmas (yeni yıl) için alışverişlere çıkıyorduk. Her an beraberdik. Ayrıca bu fotoğrafçı kadın erotik resimleri çekiyor ama ben orada onunla kaldığım için beni yalnız bırakmamak için hep erteliyordu işi. Fakat son 10 günde yani yıl başında ailesinin evine gideceği için para lazım artık bana. Oda kirası, motor kirası, ödemesi gereken bir sürü şey vardı. O yüzden para lazım, çalışmam lazım artık dedi. Bu arada motor demişken; 2 kere kaza yaptım bunun motoruyla. İlkinde 2.000 baht vermiş hasardan dolayı. Bana da söylemedi. Sadece tartışırken arada söyledi. Açıkça bana ver demedi. Kazalarda hasar almıştım. Bana sabah, öğlen, akşam pansuman yapıyordu. Aşırı derecede ilgileniyordu. Zaten bunları anlatmama gerek yok. Tay kızlarının nasıl ilgili olduklarını biliyorsunuz. Kendime yapmaktan tiksindiğim şeyleri bile direk kendi yapıyordu. Detaya girmeyim, anlamışsınızdır.

Son 10 gün çalışmaya başladı. Bende seninle olacağım diyordum. Ona yardım ediyordum. Alınması gereken şeyler falan varsa onları hallediyordum. Bir de çıkarıp arada bana para vermeye kalkıyordu. Bugün iyi çalıştık, gidip et yiyelim falan deyip yemek ısmarlıyordu. Şöyle söyleyim, aslında son 4-5 güne girerken benim üstüme aşırı gelmeye başladı. Sen gideceksin, arkadaşlarımı ben burada göreceğim. Bana hep laf ediyorlar, diyordu. Yüzük alsan en azından o kadar mahçup olmam onlara diyordu. Bu yüzük olayı daha öncede konu olmuştu ama o zamanlar 1500 liralık yüzük istiyordu. Daha aşağısı olmaz, kırılır falan diyordu. O kadarını ben karşılayamayacağım için olmaz tarzında konuşuyordum. Olmayacağını anlayınca direk altın 550 bahta alyans aldım ona. Onu da almamın nedeni aslında nişanlıktan daha çok evinde 1,5 ay kaldım. Hiç bir şey vermedim. O konuda çok rahatsız olduğum için bir şeyler yapmak istedim.

Artık 3 ayın sonuna gelmişim.. Durumumda yok. Yüzüğü almadan önce param kalmadı biliyorsun. Yüzüğü alırsam eğer ben gidene kadar bana sen bakarsın artık dedim ve 5-6 gün yemek, içmek, bar her şeyi o ısmarladı. Ben Pattaya’ya tekrar onun için gitmiştim. buyuk bir olasılıkla, para konusunda sıkıntısı yoktu. Durumu iyiydi. Şöyle söyleyeyim. Kumar alışkanlığı da vardı. 3 ay da telefondan oynayarak zaten 40.000 baht civarı belki de daha fazla kaybetmiştir ama arkadaşları sağ olsun çok iyi dolduruyorlar onu..

Gel gelelim ben 30 Aralık’ta artık döneceğim. Buda ailesinin yanına gidecek. Erkek kardeşi geldi arabayla onu almaya.. O zamana kadar bende geleyim seninle falan diyordum. Şakayla karışık, o da bizim durumumuz tam kesin değilken seni ailemle tanıştırsam, sonra biz ayrılsak onlara karşı çok mahçup olurum diyordu. Tabi bu düşüncesi vedalaşırken, ben hava alanına gidene kadar değişti. Keşke sende gelsen kardeşim ağladığımı görünce onu neden götürmüyoruz o da gelsin demiş. Zaten kardeşiyle aram iyiydi. Çok pişmanım keşke benimle gelsen nasıl seni de almadım yanıma diye çok üzülüyordu. Bana hep senin beni sevdiğinden daha çok seviyorum diyordu. Ondan da emindim aslında beni çok sevdiğinden. Kavga ettiğimizde zaten gittiği yerler belli onun.. Oralardan geçerken arkamdan koşarak aşkım aşkım diye bağırıp gelmesi, 40 cm. topukluyla koşup, yola çıkıp motor taksiye atlayıp benim önümü kesmesi de çok oldu. Detaya girmiyorum.. Çok şeyler vardı benim için yaptığı..

Yani bir Pattaya’lı bir kızın cebinden para çıkarıp bana bir şey ısmarlaması, beni odasına alması büyük bir olay. Tabi bunlar feleğin çemberinden geçmişler. Aklında illaki bir plan program vardır. Benim işim olmasa bile ailemin durumunun iyi olmasından dolayı ona bir şekilde bakacağımı, Türkiye’ye geldiğinde rahat edeceği gibi düşünceleri vardır. Körü körüne birisine bağlanacak kadar saf değil hiç biri. Neyse ben Türkiye’ye döndüm. Artık o da 10 gün ailesiyle köyünde kaldı. Aramız çok iyiydi. Çok duygusal konuşmalar geçiyordu aramızda ama ben ona da söyledim sen Pattaya’ya döndüğünde hiç bir şey şuan ki gibi olmayacak, her şey değişecek dediğimde, hayır öyle olmayacak diyordu. Tabi Pattaya’ya gitti. İlk günde sorunlar basladı. Arkadaşları yine buna saldırdı, yine durmadan diskolara gidip adamlara numarasını vermeler başladı. Telefonlarımı açmamalar başladı. En son bana “Aldığın 5500 bahtlık yüzükle hayatımı ben garanti altına alamam”, demesiyle başladı her şey.. Sonra benden habersiz diskoya gidip adamla içmişliğiyle devam edip, telefonlarımı açmayıp.. Şöyle bir şey söyleyim size. Gece 4 saat bana cevap vermiyor fakat 4 saatin sonunda adamın biri buna mesaj atmış, seni özledim bana gel diye. Buda tatlı falan yazmış sonra çalışmam lazım falan yazmış. O mesajı screen shot alıp bana atıyor, bak bana güven kim bana ne yazdı sana gönderiyorum diyor. Bu nasıl bir mantık! Ben 4 saat bekliyorum ama o 4 saatin içinde adamla mesajlaşıyor ama bana cevap vermiyor. Benden habersiz bir de diskoya gitmiş.. Halen gelmiş bana güvenmen için sana resmini attım konuşmaların, halen yaranamıyorum tarzında konuşuyor. Bu kadar aptalca bir düşünceye sahip olamaz. Her halde bilerek yapıyor bunları.. Zaten bu kavgaları çıkarmasının nedeni, benim biran önce iş bulup onu yanıma aldırmam, beni harekete geçirmek için yapıyor farkındayım hepsinin…

Kız sonuçta taktiksiz ilerlemiyor. O son olayla başladı sona yaklaşmamız.. Ben artık kendime yediremedim. Beni 8 ay beklemiş, yani artık beklemekten kasıt ne bilmiyorum. Yine sağda solda yapacağını yapmış. İlişkiye girmeden her şeyi yapabileceğini, sorun olmayacağını düşünüyor. Çalkalanma o olayla başladı. Ben uzunca bir mesaj atıp bitirdim. Bu sefer ki sonun diğerlerinden farklı olduğunu söyledim, bitti. 1 gün sonra aynı gece özledim diye mesajlar atıp durdu. Konuşmak istemedim ama açıklamaya çalıştı her şeyi. Aradım, konuştuk. Bir anda bir baktım sanki ben suçluyum, ben kendimi savunuyorum kıvamına getirdi olayı 2 saatin toplamında. Ben konuştum. Zaten çok söyleniyorsun demeye başladı. O kadar konuşup o hatalıyken, o hatalı olmasına rağmen halen ben konuşunca yine arka tarafı kalktı. Madem öyle bu, her taraftan resmimizi silmişti. Her şeyi eski haline getir dedim. Tamam falan dedi, kapattık telefonu. 2-3 saat sonra yazdığımda, ne oldu dediğimde.. Sana karşı hislerim eski haline geldiğinde düzelteceğim her şeyi dedi. Sanki suçlu benim. Yanlışı yapan benim! Birde üstüne hislerinin düzelmesini bekliyormuş.

Aslında şunu da söyleyeyim. Her yanlış yaptığı şeyden sonra, hep değişmez aynı şeyi söylüyordu. Sen benle iken başkasıyla beraber oldun. Biliyorum, eminim bundan diyordu. Hep bu kozu kullanıyordu ama sadece düşünce.. Elinde emin olacağı bir şey yok. Her kavgada bana bunu söylüyordu. O zaman 10 sene sonra kavga ettiğimizde sen yine bunu söylersin diyordum. Anlamıyordu hiç bir şeyi ya da anlamamazlığa vuruyordu. 2-3 gün konuşmadığımız zamanlarda bile, o ayrılmış 2 günün sonunda, benden ayrıldın kesin bitti mi, diyordu. Zaten ayrılmışsın benden, sanki ben ayrılmışım gibi konuşuyordu. Neyse bana hislerim eski haline gelsin, o zaman koyacağım resimleri deyince, ben hiç olmadığım kadar çıldırdım. Yazıyorum gene geç cevaplar, arkadaşımın odasındayım diyor. Gece 1 arkadaşının bebeğinin oyun oynarken resmini çekmiş. Lan gece 1 de bebeğin ayakta ne işi var. Resim sanki önceden çekilmiş gibiydi. Kamera aç dedim. Uyuyoruz şimdi, arkadaşım bana söyleniyor. Rahatız oluyor ışıktan diyordu. Oysaki zaten 10 gündür arkadaşında kalıyor. Hiç öyle bir şey olmuyordu. Oda da buyuk, gidip başka yerde konuşabilirdi benimle ki zaten o saatlerde komple herkesin yatması imkansız.. Arıyorum, yazıyorum cevap yok.. Kızın bende Facebook şifresi vardı. Buna o dolduruşa getiren arkadaşı yazdı. Yazar yazmaz hemen mesajını açtı. Dedim o kızın mesajını açıyorsun. Ben arıyorum burada bana bakmıyorsun. Tabi ben iyice çıldırdım açmayınca. Daha da kızdım sonra tabi 15 dakika sonra o uyuyor dediği arkadaşı Facebook’ta online oldu. 1 saaat online kaldı. Bende ona bunu söyleyince 4-5 saat sonra, nasıl istiyorsan öyle düşün diye mesaj atmış.

O kadar aramalarıma mesajlarıma karşılık olarak sadece öyle bir mesaj atmış bana. Bundan sonra konuşmayı bıraktım. Bana yine 2 gün sonra gece mesaj atmış. Özledim gibilerinden ama hiç aramadı. Aramıyorsa zaten bir şey var sonra ben geri döndüm buna. Hiç bir telefonumu açmadı. Sonra her yerden engelledi. Sildi Facebook’una baktığımda en son adamın tekini eklemiş diskoda tanışıp. En sonunda Facebook şifresini de değiştirdi. Ulaşılabilecek her yerden sildi açıkçası beni. 8 ay durmuşsun, 1 ay daha dursan zaten ben seni buraya alacağım ama arkadaşlarının dolduruşuna daha fazla karşı koyamadı. Bir anda kestirip attı her şeyi. Daha önce 40-50 kere ayrıldığımız, kesin bu sefer bitti dediğim oluyordu ama hep barışıyorduk. Bu sefer öyle olmayacak. Bugün 3.gece yazmadı.. Zaten beni kesin unutmak için başka birisini bulmuştur kendine.

Daha da yazmaz.. Yazarsa da zaten ben ne yaparım hiç bilmiyorum. Beraber 700-800 tane farklı resmimiz var. Her anın videosunu çekmiştik. O kadar her şeyi beraber yaparken, gelecek planları yaparken birden bire bu şekilde nasıl davrandı, bilmiyorum.. Benim 8 ay boyunca hiç söylenmediğim kadar söylenmemin iyice onun artislenmesıne neden olduğu da bir gerçek. Bunları yazmak istedim. Kendi başımdan geçen olayları yazarak belki rahatlarım diye düşündüm. Bildiğim şey, arkadaşlarının onu doldurup o kadar beraber oluyorsunuz sana para vermiyor demesiydi. Yani bedava o şeyleri yapmak zoruna gidiyordu. Öyle bir yerde Pattaya’da kimse öyle bir şey yapmaz diye kendini salak yerine koyuyordu tahminimce. O yüzden o şekilde kesip attı. Gelelim sonuna.. Arada doğal olarak 3 ayda başımdan çok olaylar geçti ama ben sadece bu konuya odaklanıp yazmak istedim. Araya başka bir şeyler katmak istemedim. Diğer arkadaşlarında dediği ve Pattaya’ya giden herkesin dediği gibi, ciddi bir şey düşünmeyin oradakilerle.. Her gün rahatınıza göre takılın.